Category Archives: Haberler

Yunanistan: Aralık 2008 ayaklanmasından mahkum edilen anarşist André Mazurek’in davasından gelişmeler

Üç yıl sonra…

Tutuklanmasından üç yıl sonra, (Polonya kökenli) anarşist André Mazurek Yunan Devletinin hapishanelerinde tutulmaya devam ediyor. 9 Aralık 2008‘de, Kaningo meydanında (Atina merkez), Alexandros Grigoropoulos’un polis-katiller Korkoneas ve Saraliotis tarafından katledilmesinden sonra patlak veren çatışmalarda tutuklanmıştı.

Sonrasındaki davada, tutuklanması sırasında suçlayıcı hiçbir şey bulunmamasına rağmen, André, aralarında en ağırları patlayıcı (molotof kokteyli) bulundurmak ve kullanmak, polis memurunu öldürmeye teşebbüs etmek olan çeşitli suçlardan 7 yıl ağır hapis cezasına, 4,5 yıl (hafif) hapis cezasına çarptırıldı.

Bu bağlamda, yoldaşın “batçi, gurunia, dolofoni” (polisler, domuzlar, katiller) sloganı dışında hiç yunanca bilmemesi önemli rol oynadı; çünkü böylece hakkındaki suçlamalarla ilgili bilgisi bile olmadan ve kendini doğru düzgün savunamadan mahkum edildi. André dövüldükten ve sorguya çekildikten hemen sonra polis merkezine gelen Polonya elçiliğinden çevirmenler, Yunan yetkilileriyle tamamen uyum içinde, André’nin politik kimliğini bildikleri için, söylediklerini bilerek farklı çevirdiler. Aynı sahne davada da tekrarlandı.

Şu anda, Aralık 2008 ayaklanması nedeniyle devletin tutsak ettiği tek kişi André’yken, katil Vasilis Saraliotis yunan adaletinin nimetlerinden faydalanarak yakın zamanda serbest bırakıldı.

Bir kez daha devletin gaddarlığına boyun eğmeyip, bununla savaşanlara, kanıt olsun olmasın, işkence edildiği ve mahkum edildiği kanıtlanmış oldu. Şu anda, André Mazurek, Larissa hapishanesinin 2. kanadında tutuluyor. 11 Haziran 2012, Temyiz Mahkemesi başvurusunu değerlendirecek. Orada, ilk davada ortaya çıkan iki polis yerine bu sefer on tane polisin tanıklığıyla karşı karşıya gelecek. André, ayrıca, Polonyalı yetkililer onu hedef aldığı için, hapis süresini tamamladıktan sonra suçluların iadesi muamelesiyle karşı karşıya da kalabilir.

Not: Bu metni, Andre’nin durumu hakkında arkadaşlarını bilgilendirmek ve cezaevinin içinden, duvarların içinde ve dışında mücadele verenler için bahis konusu olması için yazdık.

André Mazurek’in cezaevi arkadaşları:
Spyros Stratoulis
Dan Carabulea
Giorgos Karagiannidis
Yannis Gelitsas
Olivio Tzetzeskou
Tasos Boyannis
Elias Karadouman

kaynak: athens.indymedia.org
+ internationalAforum

Atina: Tutuklu Panagiotis Avdikos şimdi hem açlık hem de susuzluk grevinde

Koridallos zindanlarında seferberlik – Sağlık durumuyla ilgili haberler

3 Aralık’ta Koridallos cezaevi önünde yapılması planlanan Panagiotis Avdikos’la dayanışma gösterisi gerçekleştirildi. Çeşitli polis memurlarının, bir polis birimi otobüsünün, motorsikletli DIAS’ın, polis barikatlarının her sokakta bulunduğu, polisin heryerde olduğu mekan savaş alanına benziyordu. Polis, bir yoldaşın bakışlarını çok kışkırtıcı bulunca, birkaç dayanışmacı gözaltına alınmakla tehdit edildi. Toplanan insanlar Koridallos cezaevinin sözde hastanesinin karşısına ulaşarak Panagiotis’in haklı mücadelesine destek verdiler. Erkek cezaevindeki tutukluların tepkisi hemen ve hareketli oldu. Açlık grevcisi, daynışmacılarla telefonla görüştü ve mücadelesini adalet yerini bulana kadar sürdürmeye kararlı olduğunu bildirdi. Daha sonra göstericiler, özellikle anarşist mahkum Stella Antoniou ile dayanışmalarını göstermek için kadınlar cezaevinin karşısına hareket ettiler.

Panagiotis’ın durumu için şimdiden sağlığının telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar gördüğünü söyleyebiliriz. Hapishane savcısı onu zorla damardan enjeksiyonla tehdit edince, susuzluk grevine başlayarak durumu hızlandıracağı cevabını verdi.

Protestodan bir gün önce, cezaevi yetkilileri Panagiotis’i hastaneden bir hücreye yerleştirmeye niyet ettiler ve ‘açlık grevini bıraktığı’na dair söylentiler yaydılar. Açlık grevcisi, dayanışma grubuyla irtibata geçtikten sonra, yoldaşlar hastanenin yöneticisine eğer yargılama-öncesi tutukluluk durumunda olan mahkuma birşey olursa, sorumluluğun yöneticide olduğunu söyleyerek şikayetlerini bildirdiler. Yönetici sorumluluğu görevli doktora atmaya çalıştı. Ne var ki, tehlikeli transferin gerçekleşmemesi başarıyla sağlanmış oldu.

5 Aralık’tan itibaren susuzluk grevine girdi. Bugünkü sağlık durumuna baktığında, çok yakında komaya gireceğine inanıyor. Hapsedilmesini tamamen haksız ve keyfi buluyor; buna rağmen Yunan ‘adaleti’ ve cezaevi sistemi insan yaşamı için alenen umursamaz bir tavır takınıyor.

İletişim adresi:
Panagiotis Avdikos
Aghios Pavlos hastanesi
Koridallos cezaevi
Terma Nikiforidi (Sokak)
PO Box 18122, Athens–Attica, Greece

Panagiotis Avdikos’a hemen şimdi özgürlük!
Dayanışma silahımızdır!

Korint’in Antistrofi Metrisi’si (‘Gerisayım’) Kolektifi

http://www.youtube.com/watch?v=WZvOXfGjSjw

Halandri, Atina: 6 Aralık gösterisinde polis istasyonuna saldırı

Alexis Grigoropoulos’un öldürülmesinin ve 8 Aralık ayaklanmalarının 3. yıldönümü anısına Yunanistan ve dünyanın diğer yerlerinde baskı karşıtı anma törenleri yapıldı. 6 Aralık 2011‘de Halandri banliyösünde genel olarak lise öğrencilerinin örgütlediği bir sabah yürüyüşü gerçekleşti. (Çoğu genç) 150’den fazla kişi protesto yürüyüşüne katıldı. Gösteri, Aghios Nikolaos meydanında başladı ve o sırada (mavi üniformalı) YMET kuvvetleri tarafından korunan polis istasyonuna doğru devam etti.

Gençler, polis istasyonuna taşlar atarak saldırdılar ve girişe ulaştılar. Polisler geri çekilip bina içine sığınmak zorunda kaldı. Yaklaşık beş dakika süren bu doğrudan eylem sırasında, binanın cephesi paramparça edildi ve bir polis kalkanı ganimet olarak alındı. Polisler, isyancıları dağıtmak için yangın söndürücüler ve şok bombaları kullandı. Protestocular tekrar sokağa yöneldi ve yürüyüşlerine devam etti. Yakındaki park halindeki lüks arabaya saldırdılar, mağaza camlarını kırdılar, yolları üzerindeki bankaların gözetleme kameralarını tahrip ettiler. Baskı karşıtı gösteri kimse gözaltına alınmadan sona erdi.

kaynak

Nea Smirni, Atina: Süpermarkette kamulaştırma

Bireysel kurtuluştan kolektif kamulaştırmaya

30 Kasım, çarşamba günü, Atina’nın güneyinde Nea Smirni banliyösünde bir süpermarket kamulaştırması daha gerçekleştirildi. Doğrudan eylemi gerçekleştiren yoldaşlar aşağıdaki bildiriyi yayınladılar:

“[…] Sınıfların ortak çıkarları için birleşerek, dünyanın zenginlik üreticileri, hayatlarımızı hakimiyet altına alanlara hergün tepki vermelidir.

Grevlerle, işgallerle, üniformalı piçlerle çatışarak, süpermarketler ve çokuluslu şirketlerin kolektif kamulaştırılmasıyla, üretim araçlarını kurtararak ve yaygın sabotajlar yaparak, sömürenlerin zenginliklerinin sömürülenlerin kanı olduğunu açıkça ortaya koymalıyız.”

CASTOR 2011: Yaklaşık 126 saatle CASTOR Wendland tarihindeki en uzun yolculuk

Yaklaşık beş buçuk günlük bir yolculuktan sonra, Fransa’da Normandy’de, Alman nükleer atıklarının onüçüncü teslimatı gerçekleşti. Pazartesi akşam saat 10’da, yük, Almanya’nın kuzeybatısında bir köy olan Gorleban’daki ‘geçici’ depoya ulaştı. Polis (bildiğimiz kadarıyla) 416 kişiyi coplarla, gazla, köpeklerle, atlarla ve tazyikli suyla yaralayarak protestoculara karşı şiddet uyguladı ve yasaları büyük ölçüde ihlal etti.

25,000 aktivistin katılımı şimdiye kadar ülkede görülen en yüksek ikinci rakamdı. Sefere karşı direniş, polis şiddetinin kınanması ve aynı zamanda anti-nükleer duyguların diriltilmesiyle Fransa’da başladı.

Barışçı oturma eylemleri, tren yoluna zarar verilmesi, zincirleme eylemleri, polis ve polisin altyapısına karşı militan eylemler gibi birçok eylem gerçekleşti.

Trenin (CASTOR) geçtiği yol üzerindeki kasabalarda birçok olay yaşandı. Luchow’da (Almanya) öğrencilerin örgütlediği 2,000 kişi, Metzingen’de (Almanya) 3,000 kişi gösterilere katıldı ve tabii ki Dannenberg’de katılımcı sayısı 25,000’le en yüksek seviyeye ulaştı.

Tüm yol boyunca, küçük yada büyük bir çok aktivist grubu, yolu bloke ederek, raylara kilit vurarak, CASTOR treninin ilerleyişini yavaşlattı. Polis kimyasal (Metzingen) ve biber gazı eklediği tazyikli su kullanarak göstericileri dağıtmaya çalıştı.

Bu, yaklaşık 126 saatle CASTOR Wendland tarihindeki en uzun yolculuktu. Nakliyatın bedeli de nükleer atık nakliyatı tarihinde bir rekora işaret ediyor. Hükümet bu sevkiyatın gerçekleşmesi için tahmini 33.5 milyon yuro harcadı.

[vimeo]http://vimeo.com/32809163[/vimeo]
[vimeo]http://vimeo.com/32708245[/vimeo]
[vimeo]http://vimeo.com/32680806[/vimeo]

Wendland’de ve her yerde nükleer tesislere karşı direniş sürüyor.

Gerçekleşen olayların almanca ve ingilizce özeti için: linksunten.indymedia.org

Khalkida davası: Anarşist yoldaşlar Alexandros Kossyvas, Michalis Traikapis, Maria Economou ve Venos Polykretis aklandı

Bankalar insanları soymayı bıraktıklarında, insanlar da bankaları soymayı bırakacaklar.

30 Kasım 2011, çarşamba, Psakhna’daki (Evia) banka soygunuyla suçlanan tüm yoldaşlar aklandı! Act for freedom now!‘ın yeni sitesinde konuyla ilgili haberleri heyecanla bekliyoruz.

Davanışmanın faydasını olgusal olarak ispatlayan tüm yoldaşlarımıza çok teşekkürler. Savaş tutsaklarına özgürlük için anarşist mücadelemize devam etmeliyiz.

Kimse aramızda “masum” aramasın. Biz tekrar tekrar “suçlanan”ın tarafındayız. Fakir iblislerin, göçmenlerin, kanun-dışıların, soyguncuların, “terörist”lerin yanındayız. Ve hep burda kalacağız; önce, şimdi ve her zaman.

Atina: Açlık grevi yapan cezaevi mahkumu Panagiotis Avdikos’la uluslararası dayanışma için ACİL çağrı

Uzun bir açlık grevinden sonra Panagiotis Avdikos şu anda Koridallos cezaevinin Aghios Pavlos ‘hastane’sinde tutuluyor.

18 Nisan 2011’de, uyuşturucu bulundurma suçlamasıyla, evinin önünde tutuklanmıştı. Yunan demokrasisinin zindanlarına hapsedilmesine yolaçan bu polis komplosunu protesto etmek için hemen açlık grevine başlamaya karar vermişti.

2011 Mayıs’ından beri (Ağustos ayında kısa bir ara vererek) açlık grevi yapıyor. Serbest bırakılmasını reddeden ve böylece barbar ve vahşi hapishane sistemini koruyan otoritelerin ihmali nedeniyle şimdi Panagiotis hayatını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

29 Kasım Salı sabahı, Komotini’de (kuzey Yunanistan) Anarchist Hangout Utopia A.D.‘den yoldaşlar şehrin merkezindeki bazı yerlerin yanısıra mahkeme ve hukuk firmalarının önlerinde de metinler dağıtarak anarşist bir müdehale/karşı-bilgilendirme eylemi yaptı. Hukuk Bürosuna da bu metinleri verdiler. Broşürler genel olarak mahkumun mektuplarını içeriyordu.

Korintli Mahkumlarla Dayanışma Grubu
Korint’in Antistrofi Metrisi Kolektifi

Panagiotis Avdikos’a destek olmak için toplanma çağrısı:
3 Aralık saat 15:00’de Koridallos cezaevi önünde.

Panagiotis Avdikos’a özgürlük ! Hemen !
Hapishane duvarlarına son ! Katil-Devlet’e son !
Dayanışma silahımızdır !

Exarchia, Atina: Sklavenitis market-zincirine ait bir markette kamulaşırma

26 Kasım 2011’de, bu cumartesi öğlen, bir grup arkadaş, Charilau Trikupi sokağındaki Sklavenitis market-zincirine ait bir marketi kamulaştırdı.

Kamulaştırılan temel ihtiyaç malzemeleri ve gıda Kallidromiu halk pazarında dağıtıldı. Burada bulananların çoğu eyleme olumlu tepki verdi ve ürünleri sepetlerine koydular.

Tek olumsuz tepki biz giderken bir Sklaventis çalışanının “Yazıklar olsun!” diye haykırmasıydı. (O ve tüm çalışanlar bilsin ki utanması gereken, insanın insan tarafından sömürüldüğü günlük kabusunu yaşayan insanlara karşı ‘rüya’larını yaşayarak sürekli daha fazla zengin olan kapitalistler ve patronlardır.)

ONLARIN ZENGİNLİKLERİ BİZİM KANIMIZ
SERMAYEYİ KAMULAŞTIRMA HER YERDE

Yoldaşlar

kaynak: athens.indymedia.org

Belçika: Ostende NoBorder grubunun kuruluşu

22 Kasım 2011‘de Belçika’da yayınlanmıştır.

Belçikada bir liman kasabası olan Ostende’de, yakındaki ormanda kalan göçmenlere yapılan baskı artıyor.  Her gün limanda yürürken “kamu düzenini bozmak” suçundan yirmi kadar insan 12 saat hapsediliyor; 60 yeni hücre inşa ediliyor. Yiyecek ve giyecek dağıtım merkezlerinde kimlikler kontrol ediliyor; bir evsiz merkezi zorla kapatıldı.

Bu baskıya tepki olarak, bir grup insan, Ostende No Border’ı oluşturdu. Yardım etmenizi ve bağış yapmanızı rica ediyorlar, lütfen onbegrensdoostende@yahoo.com e-mail adresinden iletişim kurun.

Atina: Ali Mohammed Rasul çocuk hapishanesinden salıverildi

Birçok dayanışma arabuluculuğu ve hukuki yardımdan sonra, çöp toplayıcılığından tutuklanan ve 5 Ekim‘de Amygdaleza çocuk gözetim merkezine hapsedilen 12 yaşındaki göçmen Ali Mohammed Rasul sonunda salıverildi ve belgelerini edindi.

Bir sonraki adım çocuğun şu an almanya’da bulunan ailesine kavuşması.

kaynak: athens.indymedia.org

Yunanistan: 17 Kasım gösterileri

“Resmi” kaynaklar 78 kişinin gözaltına alındığını, bunların 13’inin tutuklandığını bildirdi. Gösteriye 50.000’den fazla insanın katıldığı tahmin ediliyor.

Göstericilerden birinin ciddi bir şekilde yaralandığı bildirildi. İki ayağı kırıldı ve kafası dahil vücudunun diğer bölgelerinden yaralandı. Anlaşılan (athens.indymedia’ya göre) Kolanaki sokaklarında DIAS motorsikletli polisleri tarafından kovalanırken yüksek bir yerden düşmüş.

(18.30 GMT+2) Aleksandras Bulvarında yanan barikatlar kuruldu. Öncesinde, AB binasının önündeki polis kabini ateşe verilmişti. Gösterici kitlesinin artık terketmiş olduğu ABD Elçiliği Binasının önündeki sokak lambaları kapatıldı. Diğer bloklardan ayrı şekilde KKE/PAME bloğu hala Vasillis Sofias bulvarından elçiliğe doğru ilerliyor. Protestocular, Mavili meydanında barikatlar kurarak polisle çatışıyorlar.

Biz bu satırları yazarken (17.20 GMT+2), parlamentonun önünde, polislerle (genelde anarşist ve anti-otoriter bloktan) protestocular arasında ufak çaplı çatışmalar yaşanıyor. Bu arada birçok kişinin gözaltına alındığına dair haberler geliyor. Göstericiler hala Atina sokaklarındalar; gösteri, beklenenden daha az katılımla Klafthmonos Meydanı’nda başladı. Önceden polis, Sintagma ve Exarchia’da -Politeknik Üniversite binasında-, Patission sokağında gözyaşartıcı gaz kullandı ve tüm mahalle polis birimleri tarafından kordona alındı. Radyo 98 FM’in canlı yayınına göre şu ana kadar savaşçı Aris Seirinidis ve annesi dahil olmak üzere yaklaşık 100 gözaltı var. Polisler kelimenin tam anlamıyla heryerdeler. Her yılki gösteride olduğu gibi göstericiler Amerikan elçiliğine ulaşmaya çalışırken, Sintagma’da Vasileos Georgiou sokağı kordon altına alındı. Bunun aksine, PASOK gibi politik partilerle bağlantılı bloklara, Amerikan Elçiliği dışındaki topluluklarına ulaşmaları için müsaade edildi.

Parlamentonun yanındaki alışılmış polis parmaklıkları bu sefer kurulmamış. Sintagma Meydanından Amerikan elçiliğine yürümeleri için protestoculara şimdi izin verildi (!). Önceden gelen haberlere göre, Sintagma meydanında Anarşist Arşivler Grubu (Anarchist Archives Group) polisler tarafından çembere alındı.

Sürekli polis kontrolü olduğu bildiriliyor ve şehirmerkezindeki metro istasyonları ve ana caddeler kapatılırken Atina sokaklarına yaklaşık 7000 polis eşkiya sevk edildi. Stalinist KKE güçleri Omonia Meydanı’nda toplanmak üzere.

Ano Glyfada’da ses sisteminin kurulduğu Aghios Tryphonas Meydanı’nda şu an 150 kişi toplandı.
Fotoğrafta, 1973 ayaklanması anısına, Zografou mahallesinde sabah spontane bir şekilde yürüyüşe geçen 100 öğrenci görülüyor. Öğrenciler faşistlere, tasarruf önlemlerine ve IMF’ye karşı sloganlar attılar. Seferberlik mahalle sakinleri tarafından hoş karşılandı.

Patras şehrinde, sabah Corinthou ve Ermou sokaklarında, anti-otoriter lise öğrencileriyle polis birimleri arasında çatışmalar patlak verdi. Öğrenciler belediye binasına boya bombalarıyla saldırdılar.

Selanik’te protestocuların Politeknik Üniversitesi’ne yaklaşırken dikkat etmesi gerekiyor. Burada birçok kişi gözaltına alındı. Üniversitenin çevresindeki alan KNAT stalinistleri ve polis birimleri tarafından kordona alındı.

Atina: Holargos’ta yeni sosyal işgalevi

İşgalcilerden acil çağrı

“Pazartesi günü, Katsimpiri ve Venturi sokağı 50 numarada bulunan özgürleştirilmiş sosyal alan Holargas’ın dışındaki insanların kimliklerini sorgulayan DIAS motorsikletli polislerinin gözdağına maruz kaldık. No pasaran! Kollektifleri, halk meclislerini ve bireyleri, 15 Kasım Salı günü 17.30’da Perikleous & 25 Martiou sokağındaki Holargos Belediye Binası’na çağırıyoruz. Ya köle ya da özgür olacağız!”

Indymedia Atina‘daki bir gönderiye göre 12 Kasım Cumartesi günü, Holargos-Papagu (Atina’nın kuzey banliyöleri) halk meclisi, Holargos’da terkedilmiş – mülk, ‘sahibi bilinmiyor’ diye sınıflanmış – bir binayı işgal ettiler. Evdeki eski parçaları dikkatlice toplayıp depoya koyduktan sonra çalışmaya başladılar. Bahçedeki yabani otları ayıkladılar, ağaçları budadılar, temizlik yaptılar, dışarıya çok miktarda çöp çıkardılar ve mekanı düzenlediler.

Tabii ki komşular ve polisler bu girişime kayıtsız kalmadılar. Komşular önceden terkedilmiş bu evi savunmaya geldiler. Kamu düzeni bakanı Christos Paputsis bir kaç blok ötede oturduğu için polisler besbelli endişelenmişlerdi. Önce, yerel departmanın iki devriye arabası geldi, ama nispeten çabuk ayrıldılar. İki saat sonra, DIAS motorsikletli birimler, sivil kıyafetli polisler ve yerel polis karakolunun güçlerinden oluşan küçük bir ordu işgalcilere yaptıklarının yasadışı olduğunu söylemeye geldiler. İşgalcilerin ‘araştırma’larını yapmış olduğunu ve bina üzerinde hak iddia eden birinin olmadığını anlayan polis gitmek zorunda kaldı. Ancak bir avukat ve halk meclisinin bir üyesi olan yoldaşımızın kimliğini saptadılar. İşgalciler evdeki işlerine devam ettiler ve komşulara ve gelen geçene yazı dağıttılar.

Aynı gün saat 19.00’da taktik meclisi gerçekleştirildi ve çok geçmeden bir devriye aracı geldi. Toplantı ertelenmedi ve insanlar Pazar günü tüm mahalleyi davet edecekleri kolleftif bir mutfak organize etmeye karar verdiler. Toplantının sona ermesinden kısa bir süre önce, yoldaş, yerel polis karakolundan bir tane daha tehdit telefonu aldı. Ayrıca, bir polis takımı işgal edilmiş konutun bir kaç metre önüne dizildi. Meclis üyeleri yoldaşlarını desteklemek için polis karakoluna gitti; binanın mülkiyeti konusu açığa kavuşmadı, bu nedenle başka bir polis tacizi gerçekleşmedi. Pazar öğlen kollektif mutfak yüksek bir katılımla, dayanışma ve dostluk ortamında gerçekleşti.

Villa Zografu, Atina’da öz-yönetimli bir sosyal alan

hayatlarımızın değerinin sürekli düşüşüne karşı... biz dayanışma, yaratıcılık ve dostluğu yükseltiyoruz

Atina’nın doğusundaki Zografu semtinde, günümüzdeki bireycilik ve sefalete karşı yeni bir proje kapılarını açtı. 19. yüzyılda inşa edilmiş, üç katlı terkedilmiş bir konak olan Villa Zografu, belediyenin  alışveriş merkezi olarak ayırdığı 14 dönümlük bir arsada bulunuyor. Geçmişte bu mekan yerel mücadelelere tanık oldu. 2009 yazında çevik kuvvet burada 1000 kişiye saldırdı.

Zografu Açık Halk Meclisi, Villa Zografu’yu bir dayanışma, yaratıcılık ve dostluk alanına çevirmeye karar verdi. Girişime aktif olarak katılmak isteyen insanları çekmek için, mekan, 5 ve 6 Kasım cumartesi ve pazar günleri öğleden itibaren açık olacak. Bu iki gün boyunca insanlar proje ile tanışma fırsatı bulacaklar. Bu sırada bina bakımı, bahçe temizliği yapılmasının yanı sıra bahçeye tarımsal ürünler ekilecek. İnsanların müzik eşliğinde, neşeli bir atmosferde muhabbet edebilecekleri, öz-yönetimli bir kafe de açık olacak.

kaynak, fotoğraflar

Selanik, Yunanistan: Banka ve kilise saldırılarını üstlenme bildirisi

14 Ekim 2011 şafağında, Agiu Dimitriu Caddesinde bulunan Piraeus Bankası şubesine saldırı düzenledik. Biz krizin büyük bölümünden bankaların sorumlu olduğuna ve banka patronlarının vatandaşlara karşı spekülasyon yaparak kar elde ettiklerine inanıyoruz. Onlar günümüzün yasal tefecileri.

29 Ekim 2011 şafağında, Selanik merkezindeki Ahiropiitu klisesine saldırdık.

Kliseler, para kazanmak için zor zamanlarında insanlara vuran, yüksek kazanç getiren işyerleridir. Jipleri, Mersedesleri, konakları olan rahipler… Yunan Ortodoks Klisesi’nin büyük şehirlerde 800’ün üzerinde gayrimenkulu olduğu tahmin ediliyor; bu sayı gün geçtikçe artıyor ve bu yerlerdeki politik hayatı büyük ölçüde etkiliyor.

SPEKÜLATİF KURUMLARLA MÜCADELE DEVAM EDECEK
DAHA SERT VE DAHA AŞIRI

Anarşist yoldaş Panagioti Masura’yla
Ateş Hücreleri İttifakıyla
ve tüm politik tutuklularla
DAYANIŞMA

Asi Ekstremistler

Not 1: Saldırılar devam edecek…
Not 2: Hapishanede onurlu ve mücadeleci duruşlarıyla mücadeleye devam edenlere saygılarımızı sunuyoruz.

Lefkoşa, Kıbrıs: Göçmen açlık grevcileriyle dayanışmaya çağrı

24 Ekim Pazartesi günü, toplam 65 kişinin kaldığı merkez cezaevinin 10 numaralı bölümündeki 52 göçmen tutuklu, açlık grevine başladı. Suçları: Kıbrıs’ta yasadışı ikamet. Talepleri: Devlet tarafından bastırılan temel haklarının inkar edilişine son vermek.

Bu insanlar sınırdışı edilmek üzere gözaltına alındılar; mahkum edilmiş suçlu değiller. Tam tersine, bu durumda suçlu, onları 6 aydan uzun süre cezaevinde tutan Devlettir. 115/2008 nolu yönergede azami tutukluluk süresinin 6 ay olduğu belirtilmektedir (Madde 15 paragraf 6’da belirtilen bu yönergeye istisnai herhangi bir ulusal yasa yok). Bunun yanı sıra, birçok durumda prosedürel teminatların garanti altına alınması gözetilmemiştir ve tutuklama kararı olmadan gözaltına alınmışlardır.

20 Ekim Çarşamba günü, 10. bölümdeki kameranın önünde, 46 yaşında bir Cezayirli, jiletle intihar girişiminde bulundu. Bu intihar girişiminin videosu polisin elinde. Bu adam evli ve iki çocuğu var. Tekrar tekrar ülkesine dönmek istediğini belirtti ama ona izin vermediler. İki haftadan uzun bir süre boyunca verilen yiyeceği reddedeceğini açıkladı ve onun umutsuzluğu diğer hücre arkadaşlarını da açlık grevi başlatmaya sevk etti.

28 Ekim Cuma günü, bir kişi daha çarşaflardan ilmik yaparak intihar etmeye çalıştı ve son anda kurtarıldı. Suriyeli bu adam bir yıldan uzun süredir tutuklu ve o da ülkesine dönmek istiyor ama sınırdışı edilmiyor. Bu adam ilgili tüm yasalar çiğnenerek bir yıldan uzun süredir cezaevinde ve onu ne sınırdışı ediyorlar ne de serbest bırakıyorlar.

Gerçek şu ki bu iğrenç durum, kitle iletişim araçları tarafından görmezden geliniyor, toplumdan gizleniyor. Avrupa Birliği başkanlığı için hazırlık yapan devlet, tüm acımasızlığıyla insan haklarını çiğniyor ve kendilerine hümanist diyen Avrupalılaşmış vatandaşlar insan onurunun mutlak aşağılanmasına kayıtsız kalıyor.

Biz, açlık grevcileri ve devlet tarafından insan hakları çiğnenmiş herkesle dayanışma içindeyiz. Vicdanı olan olan herkesi, 1 Kasım akşam saat altıda, eylemlerimiz için karar almak üzere Lefkoşa’da Faneromeni okulu merdivenlerine çağırıyoruz.

Açlık greviyle dayanışan insanlar

Atina, Ano Petralona’da Sosyal Sağlık Mekanı faaliyette

11 Ekim Salı günü, Ano Petralona semtinde (Petralona metro istasyonu yakınlarında), Timodimou ve Antoniadou (“Petrina”) sokaklarının kesiştiği yerde bulunan PIKPA işgalevinde yeni bir kendi kendine organizasyon olan Sosyal Sağlık Mekanı faaliyete geçti.

Çöken sağlık sistemi tarafından dışlanan insanların sayısının gün geçtikçe artması, yerel halk meclisinin, kendi kendine organize edilecek bir sağlık merkezini faaliyete geçirmeyi deneme kararı almasına neden oldu.

Sağlık çalışanları ve işgalevinde ikamet eden diğer gönüllülerden oluşan danışma resepsiyonu, işgalevinde temel sağlık hizmeti sağlayacak.

Sosyal Sağlık Mekanı, her Salı (17.00 – 20.00) ve Çarşamba akşamı (17.30 – 20.00) açık olacak. Çarşamba günleri akşam saat sekizde, Petralona halk meclisi sağlık çalışma grubunun açık toplantıları gerçekleşecek.

28 Ekim: Pek çok Yunan şehrinde askeri geçitler iptal edildi

Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papoulias, 1940 Yunan-İtalyan savaşı anısına düzenlenen askeri geçidi izlerken makamını terketmek zorunda kaldı. Papoulias, birçoğu protokol standının önündeki yeri işgal etmiş olan ve polis  tarafından bloke edilen kalabalığın onu yuhlamasıyla şaşkın kalakaldı. Yunanistan’da ordu ve okul yürüyüşleri Metaxas diktatörlüğünden (1936-1941) kalmadır.

Papoulias Selanik’deki 28 Ekim askeri geçidini terketmek zorunda kaldıktan sadece bir kaç dakika sonra benzer olaylar Patras, Kandiye (Heraklion) ve Girit Adası’nda da gelişti. Kandiye’de insanlar protokol standına hücum etti ve burada da geçit iptal edildi. İskeçe, Trikala, Agrinio, Pirgos, Midilli’de de benzer olaylar yaşandı. Yunanistan yakın tarihinde ilk defa askeri geçitler iptal edilmek zorunda kalınıyor.

İskeçe:

Aşağıda ülke çapında benzer olaylarla
ilgili haberler ve videolar var (ingilizce: a, b, c).

Sosyal Dayanışma Kliniği, Selanik’te kapılarını açıyor

Selanik’te, 7 Kasım 2011’de ‘Sosyal Dayanışma Kliniği‘, Asopou Sokağı, No:24 (Vardari bölgesinde) birinci katta kapılarını açıyor. Selanik Emek Merkezi tarafından sağlanan bu mekan hafta içi hergün açık olacak ve sağlık sigortası olmayan insanlara (Yunanlılar/Yabancılar/Mülteciler) bedava hizmet sağlayacak. Genel sağlık hizmetinin yanısıra nöroloji, pediyatri, pskiyatri, dişçilik alanlarında da hizmetler verilecek. Randevu almak için haftaiçi sabah saatlerinde +30 2310 520386 numarayı arayabirsiniz.

Troyka’nın (AB/AMB/IMF) dayattığı, Yunan hükümetinin uyguladığı kemer sıkma politikaları ve kesintiler nedeniyle ülkedeki tüm sağlık sistemi göçtü ve binlerce insanın hayatını kötü yönde etkiliyor. Sosyal Dayanışma ve Sağlık Girişimi Kliniği’nin amacı, ödeyecek parası olmadığı için ulusal sağlık sisteminden dışlanmış olanlara, gönüllü çalışma prensibi ile sürekli bir temel sağlık hizmeti sağlamak olacak.

Katkı sağlamak için ekipman, tıbbi malzeme, ilaç (tarihi geçmemiş kullanılmayan ilaçlarınız) sağlayabilir, para yardımında bulunabilir, deneyimli iseniz gönüllü olarak çalışabilirsiniz.

Atina’da genel grevin iki günü

Genel grevin iki gününde de Atina’nın merkezindeki çeşitli noktalarda büyük gruplar halindeki siviller dahil çok sayıda polis vardı. 18 Ekim’de polis, Atina Ulaşım Organizasyon’una (OASA) iki günlük genel grev boyunca Sintagma ve Evangelismos metro istasyonlarının tüm girişlerini kapatma emri verdi. Çok sayıda protestocu mahallelerinden şehir merkezine yürüyüş yaparak geldi. Göstericiler arasında sendikalar, anarşist/anti-otoriter bloklar, mahalle meclisleri, öğrenci birlikleri vardı.

Grev seferberliği, Yunanistan şehirlerinde yüzbinlerce göstericinin sokağa çıktığına şahit oldu. Sadece Atina’da yarım milyon gösterici olduğu tahmin ediliyor. Benzeri görülmemiş bir kitle. İkinci gün milletvekilleri kemer sıkma  politikalarını yürürlüğe koyan yeni yasa taslağını oylayarak kabul ettiler. Demokratik diktatörlüğün silahlı domuzları, işbirlikçi sendikalar, medya ve her türden faşistler sokaklara taşan öfkeyi sindirmeye çalıştılar.

19 Ekimde gelişen bazı olaylar:

Yunanistan Okul Öğretmenleri Federasyonu bloğundan birkaç kişi Omonya Meydanı’nda bazı öğrencileri döverken görüldü. Sintagma’da insanlar diğer göstericilerin kavgacı tutumlarından şikayet ediyorlardı.

Bu sırada Koridallos kadın cezaevinde isyan çıktı. İnsanlık dışı hapishane koşullarını protesto ederek hücrelerine girmeyi reddettiler.

Stalinist sendika birliği PAME (Tüm İşçilerin Mücadele Cephesi) Sintagma’dan çekilirken,  diğer küçük gösterici gruplara saldırdılar. İnsanlar ‘No pasaran!’ sloganı attılar. Kolokotroni Meydanı, Stadiou Sokağı’nda ordu emeklileriyle faşistler protestocuları kovalarken görüldü.

Muhtelif bir kalabalık Yunanistan Ulusal Bankası’na saldırıp içeriye zarar verdiler. Grevciler parlamento’nun yan tarafındaki Vassilisis Sofias Bulvarında kurulan pleksiglas-demir duvarı yıktılar ve ‘Polisler-Domuzlar-Katiller‘ diye bağırdılar. Polisle çatışmalar, yanan barikatlar, ama aynı zamanda göz yaşartıcı gazların ve şok bombalarının çokca kullanıldığı şehir merkezinin pek çok bölgesinde insanların polis tarafından gözaltına alındığı bildirildi.

Akşama doğru, Sintagma’nın üst taraflarında protestocuların büyük kısmı isyancıları destekledi. Bir polis memuru megafonla insanların alanı terketmesi çağrısı yapma cüretini gösterdi. Göstericiler hemen yüksek sesle yuhlamaya başladılar. Polis Sintagma meydanını kuşatma ve alandaki insanları dağıtma girişimlerini arttırarak Mitropoleus Sokağı’nı bloke etti. Düzinelerce protestocu yaralandı ve hastaneye kaldırıldı.

Akşam, çatışmalar tüm Sintagma çevresine yayıldı. Göstericilerin büyük kısmı meydandan çıkarıldı ama birçok insan direndi ve polise karşı saldırılarda bulundu. Şehirmerkezinde gökyüzü gaz ve ateş dumanıyla kaplandı. Foto-muhabirler diğer göstericilerden gaz maskelerini almamalarını istediler.

Sintagma Meydanı sonunda polisler tarafından boşaltıldı. Exarchia ve Monastiraki meydanlarında büyük polis baskınları gerçekleşti. Polisler insanları sokaklarda kovaladılar. Exarchia mahallesi tamamen polis istilasına uğradı. Bir çok insan dövüldü ve üniformalı ve sivil polisler tarafından gözaltına alındı.

20 Ekim: 53 yaşındaki bir adamın ölmesi ve PAME ve KNE Stalinistlerinin diğer göstericilere saldırmaları, hükümet ve troyka* tarafından dayatılan yeni mali yasa taslağının oylamasına karşı yürütülen seferberliği gölgeledi.

PAME ve KNE Stalinistleri ayaklanmanın olası eylemlerini bastırmak amacıyla bir kez daha polis rolüne soyundu.

‘Tüm İşçilerin Mücadele Cephesi‘ (PAME) 1999’da ‘Yunanistan Komünist Partisi‘ (KKE) tarafından kurulmuştu. ‘Yunanistan Komünist Gençliği‘ (KNE) KKE’nin gençlik kanadı. Şu açık ki ne KKE, ne PAME ne de KNE komünisttir. Bunlar —yakın geçmişte bir çok örnekte görüldüğü üzere— burjuva rejimi için çalışan Stalinist zorbalardır.

– 1945 Varkiza Paktı’yla KKE, yeni rejimde örgütlerinin yasal kabul edilmesi karşılığında iç savaştaki silahlı mücadeleye ve binlerce savaşcıya ihanet etti;

– 1973 Politeknik Ayaklanması’na karşı tutumuyla katılımcıları ‘polis provakatörler’ olarak ilan etti;

– 1979 olaylarında işgal edilen Atina Kimya Okulu’nda Stalinistler polisle doğrudan işbirliği içinde işgali kırdılar;

– 1989’da KKE iki temel parlamento partisi olan sağcı Nea Dimokratia ve sosyal-demokrat PASOK’la iktidarı paylaştı;

– Kasım 1995’te, PASOK ve KNE gençleri birleşerek Atina Politeknik Üniversitesi’ndeki anarşistlere saldırdılar (Sonunda yüzlerce isyancının tutuklanmasıyla üniversite himayesi lağvedildi) ;

– Kasım 1998’de polis ve KNE birleşerek, Atina’daki lise/üniversite öğrencilerine ve otonom/anarşistlere saldırdı;

– Aralık 2008’de, KKE, Alexandros Grigoropoulos’un polis tarafından katledilmesinden sonra patlak veren sosyal ayaklanmayı kınadı;

– Şubat 2009’da KKE’nin 18. kongresinde, Stalin, Stalinizm, Moskova mahkemeleri ve 1930’daki politik tasfiyeleri resmi olarak aklandı;

Sabahtan itibaren, PAME Stalinistleri, Meçhul Asker Anıtının olduğu kaldırıma ilerlemek isteyen göstericilerin önünü kesmek için polis birliklerinin önünde ve insanları yaklaştırmamak için parlamentonun yan tarafındaki pleksiglas-demir duvarın önünde, ellerinde sopalarla yoğun bir insan zinciri oluşturdular. Ellerinde Yunanistan bayrağı olan bir grup insan Sintagma Meydanı’na yürüdü ancak bayraklarını parlamento önünde indirdiler.

Günortasına doğru protestocuların hoşnutsuzluğu arttı. Hotel Grande Bretagne’nin yakınlarında ‘Den Plirono’ (Ödemeyeceğim!) hareketi kitlesi PAME’nin güvenlik güçlerine karşı durdu. Bir zaman sonra anarşist/anti-otoriter kitleler buraya ulaştılar. Anarşistler Stalinist hattına karşı saldırılarda bulundular.

Sintagma’da Stalinistlerle yüzlerce anarşist arasındaki çatışma yayıldı.; taşlar, şişeler, fişekler fırlatıldı. Protestocular PAME hattını yarıp parlamentoya ulaşmaya çalıştılar. Çatışmalar artınca polis göz yaşartıcı gazla müdahale etti; Stalinist kitleye boya bombaları, taşlar, molotof kokteylleri fırlatıldı. Yaralanan protestocular sürekli Sintagma Meydanında kendi kendine örgütlenmiş sağlık merkezine ulaştırıldı. Bir çok PAME/KNE üyesi polisle doğrudan bağlantı kurup dövdükleri protestocuları polise teslim ettiler.

Çok geçmeden Sintagma meydanı polis tarafından boşaltıldı ve kuşatıldı. Büyük bir kitle Ermou sokağına itelendi. Stalinistler girişi bloke etmeye ve tekrar tekrar meydana girmeye ve parlamentoya yaklaşmaya çalışan grevcilere saldırmaya devam ettiler. Aşırı göz yaşartıcı gaz ve şok bombası kullanımı bölgede nefes almayı güçleştirdi.
Saat beş gibi, PAME/KNE yol boyunca polislerin koruması eşliğinde Sintagma Meydanı’nı terketti. Polis birlikleri parlemantoyu koruma görevini devraldı.

Sintagma’nın alt kısımlarındaki yollarda protestocularla motorsikletli polis birimleri arasında çatışmalar oldu. Polis Monastiraki’de insanlara saldırdı; aynı zamanda meydan tamamen baskıcı güçler tarafından işgal altındayken parlamento önünde insanlara saldırdılar.

Bu sırada bir kişinin öldüğüne dair haberler yayılmaktaydı. 53 yaşında PAME’li bir sendikacı vefat etmişti. Göğüs sıkışıklığı, solunum zorluğu yaşayan sendikacı hastaneye kaldırıldı ve kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Büyük ihtimalle Yunan polisi tarafından kullanılan aşırı gözyaşartıcı gazı soluduğu için öldü.

Monastiraki Meydan’ındaki bir saldırıdan sonra insanlar polisin hışmından kendilerini korumak için metro istasyonuna kaçtılar ve kapıları kilitlediler. Bu sırada polis Akropolis metro istasyonu girişlerinde protestoculara saldırdı; daha sonra metro istasyonunun dışında  insanlar polis tarafından kuşatıldılar ve çok sayıda insan gözaltına alındı. Polis Omonia metro durağını kuşattı ve içerideki insanlara saldırdı. 150 kişinin gözaltına alındığına dair haber yayınlandı.

En az 10 polis birliği insanları Exarchia Meydanı, Solomou ve Stournari sokaklarına’na sürdü, gözyaşartıcı bomba kullandılar ve meydanı işgal ettiler. Silahlı polis kuvvetleri tüm mahalleyi kordon altına aldılar.

YUNAN CUNTASINA SON!
GENEL GREVDE TUTUKLANANLAR DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

* Troyka kelimesi Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’de 2010’dan beri bu hükümetlere ekonomik önlemler dayatan Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) üçlüsü için kullanılıyor.

Yunanistan’dan Acil Uluslararası Dayanışma Çağrısı

Yoldaşlar,

Bu mesajı amacı sizleri Yunanistan’da son günlerde yaşananlar hakkında kısaca bilgilendirmek ve dünya çapında tüm anarşistlere bir uluslararası dayanışma çağrısında bulunmak.

Yunanistan kritik bir dönüm noktasında ve politik ve ekonomik düzeyin yanında toplumsal olarak birçok kritik değişim yaşanıyor. (Son zamana kadar) Egemen olan güç modelinin çözülüşü ve dağılışı ve sömürü iyice aşikar oldu, ve bu genel olarak “kriz” denilen durumu tanımlıyor. Şu an tecrübe etmekte olduğumuz, sosyal birliği (sosyal konsensusu) güvence altına artık alamayan bir sistemin tamamen çöküşü; böylece mutlak ve mazeretsiz bir cephe saldırısıyla uğraşıyor.

Başlangıçta, bu “kriz” denilen durumun başlarında, bu saldırı maddi koşullarda gerçekleşiyordu. Emeğin değerinin düşmesi, maaşların dikey olarak azalması, “esnek” çalışma koşulları, güvencesizliğin kurumsallaşması, tüketici ürünler ve kamu hizmetleri faturalarındaki fiyat artışları, verglerin artması ve sosyal yardımlardaki kesintiler ile birlikte… Ayn zamanda, kamu servetinin özel kişilere satılması, sokaklardaki polis varlığının yaygınlaşması, ihaleler ve işsizliğin artması başladı.

Ek olarak, propaganda yollarıyla benzeri görülmemiş saldırılar ortaya çıktı. Devlet ve Sermaye tarafından kontrol edilen yaygın medya, inanilmaz derecede kıyamet ve afet senaryoları ortaya çıkardı ve yayınlamaya başladı, ve “Eğer Troyka bir sonraki borç alımını kabul etmezse, dağılacağız” gibi takvim üzerinde dönü noktaları “ifşa”sına başladı. Bütün bunlarla, Güçlerin iletişimsel mekanizmaları zorbalık yoluyla toplumun felç olma halini suyu sürekli bulandırma ve bir terör durumunu sürdürererek garanti altına almayı yönetiyor.

Fakat, direniş Yunanistan toplumunun bir bölümü ve proleteryası için hiçbir zaman durmadı. Bazen, genel grev beyanları aktif olarak direnen ve Devlet ve Sermaye tarafından dayatılan şartlara karşı savaşma isteklerini dile getiren insanlar tarafından farklı bir derecede çevrelendi.

Atina’da 11 Mayıs genel grevinde, binlerce eylemci bir kez daha yürüdü ve Yunan hükmetinin işçilerini ve halkın çoğunluğunu etkileyecek yeni toplum-karşıtı (anti-sosyal) tedbirlerine karşı seslerini çıkardı. Gösteri sırasında, protestocuların büyük bir kısmı meclisi geçmiş durumda ve sona doğru yaklaşır iken, polisleren radikal göstericiler bloklarına – anarşistler ve anti otoriterler, komşu meclisler, sıradan işçi sendikaları üyeleri, meclis üstü sol – karşı provokasyon olmadan ve alçakça saldırıya geçti; ve bu bloklar dağılana kadar onları görüşmemiş bir vahşet ile darp etti ve onlara karşı yüzlerce gözyaş bombası ateşledi. Bir kısmı ameliyata alınırken toplam 100′den fazla gösterici hastanelik oldu.

Şu anda sağlığı en kritik durumda olan gösterici, Yoldaş Yannis idi. Polis tarafından öldüresiye bir saldırıya maruz kalarak kafasından ciddi biçimlerde yaralandı ve – snradan yayınlanan sağlık raporuna göre – hastaneye “ölmek üzere” (antemortem) bir durumda iken sevk edildi.

Doktorların başındaki iç kanamanın genişliğini tespit etmelerinin ardından, hemen ameliyata alındı ve o zamandan beri yoğun bakım kliniğinde yatıyor. Durumu ciddiyetini korumakla birlikte istikrarlı biçimde, fakat hayati tehlikesi veya sağlığını kaybetme riskinden kurtulmuş değil.

11 Mayıs Çarşamba günü göstericilere karşı yapılan bu ölüm saçan saldırıların tek bir amacı olduğu ortada: Gücün ve kapitalist Devletin saldırılarına karşı direnen herkesin ve halkın gözünü korkutmak. Bu hareket, insanlara boyun eğdirmeyi amaçlayarak şu mesajı yollayan bir örnek vermek içindi: sakin ve disiplinli birşekilde, evinizde oturun.

Bu son gelişmelerin ışığında egemenler sağ-kanatı ve/ya devlet destekli dallarını giderek daha fazla devreye sokuyor. Ülke genelinde ırkçı şiddet son zamanlarda katlanarak patlak verdi ve geçtiğimiz hafta zirveye ulaştı. Atina’nın merkezinde bir sakinin hırsızlık niyetiyle soğuk kanlı bir biçimde öldürülmesinin ışığında, birçok göçmen hedef haline geldi ve göçmenlere karşı benzeri görülmemiş planlı katliam ortaya çıktı. Organize ve/ya bağımsız faşist, ırkçı ve aşırı sağcılardan oluşan gruplar her akşam göçmenlere saldırmak için bir araya gelme fırsatını kaçrmadı, birçok kişiyi yaraladı, bu sırada ekonomik nedenlerden göç eden bir kişinin ölümünün de bunların neden olduğu sanılıyor. Aynı zamanda, polislerin yanında yer alan neo-Naziler şehir merkezindeki işgal evlerine saldırıyor, ve yoldaşları hayatlarımızı riske ederek polis ve faşist gaddarlığına karşı kendimizi korumaya sürüklüyor.

Bu durumun ciddiyeti ortadadır. Toplum, emsali görülmemiş bir maddi saldırıyı kabul ettiği an, en radikal politik kısımlar – ki onlardan biri en genel anarşist çevre – polis ve faşistlerin saldırısı altındadır (bu kanlı hiddet düşünüldüğüne, bu sefer gerçekten).

Uluslararası dayanışma için acil çağrımızın sebebi bu yüzden!

Dayanışma, anarşistlerin her zaman değer özelliklerinden birisi olmuştur. Bizler mücadelerimize destek için dayanışmayı her zaman sayıyoruz ve devlet gücü tarafından teşvik edilen yalıtılma mantığı ve özel hayata inzivaya çekilmeye, bireycileştiren ve kolektif bilinci tasfiye eden kapitalist vaziyete karşı geri savaşıyoruz.

Şu anda Yunanistan toplumu ve proleteryası yaşam koşullarının görülmemiş bir şekilde bozulmasının gerilimiyle ıstırap çekerken, şu anda anarşistler gerçek cinayet teşebbüsleri boyutlarında olacak kadar baskı altında iken, şu anda anarşist ortam devlet şiddeti ve faşist tehditlerin nişanında iken, dünya çapındaki yoldaşlarımızın, etkinlikler, gösteriler, yürüyüşler, protestolar düzenleyerek, yazılar yazarak, sözler ve eylemler yoluyla, yoldaşların uygun gördükleri herhangi bir şeyi yaparak eylem çağrılarında bulunmalarını ve mücadelemizle dayanışmada durduklarını görmeye ihtiyacımız var; sadece anarşistlerin bildiği ve göstermek istediği devrimci dayanışmanın herhangi bir ifadesi ruhumuzu diriltecek ve mücadelemizi güçlendirecektir.

Yoldaşca selamlar,

Liberter komünistler grubu (Atina)
Eutopia dergisi

Aşağıdaki linklere de göz atın:

//de-contrainfo.espiv.net Yunanistan’daki son gelişmelerden haberler

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1288989 video: polis göstericilere saldırıyor

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1290982 video: faşist – polis işbirliği içinde göçmenlere saldırıyor

http://www.demotix.com/photo fotolar: naziler göçmenlere saldırıyor

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1288923 fotolar: polis göstericilere saldırıyor

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1289018 fotolar: polis göstericilere saldırıyor

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1289114 fotolar: polis göstericilere saldırıyor

tercüme: anarsistfaaliyet.org

[10 Mart] Yunanistan’a Gitmeyin!

 10 Mart: Yunanistan’da açlık grevindeki 300 göçmen
işçiyle dayanışma günü
Ya 300 Cinayet Ya Yasal Statü!

Uluslararası Dayanışma Günü

10 Mart

Yunanistan’a seyahat etmeyi düşünenlere son dakika tavsiyeleri:

Yunanistan’ın, yemekleri leziz, halkı misafirperver, güzel bir ülke olduğunu duymuş olabilirsiniz. Aman dikkat: Gerçek tablonun sadece bir kısmıdır bu! Yunanistan’a seyahat eden yüzbinlerce insan için Yunanistan gerçeği çok farklı. Yunanistan’da genel bir insan hakları ihlâli tehlikesi mevcuttur. Yunanistan sınırlarından giriş yapan göçmenler ve ziyaretçiler, 2 ilâ 4 ay veya daha uzun mühletle sınırdan içeri sokulmayabilmekte veya gözaltı merkezlerine sevk edilebilmektedir. Bu ziyaretçiler serbest bırakıldıkları takdirde; belgesiz ve her tür medeni haktan yoksun olarak tarım, yerel sanayi, organize suç alanlarında çalışmaya veya sokak satıcılığı yapmaya mahkum edilmektedir.

Yunanistan’ı ziyaret etmeyi düşünenleri Yunan Devleti’nin uyguladığı kötü muameleye, hoşgörüsüzlüğe, nefrete, iftiraya ve rastgele şiddete karşı uyarıyoruz…

Yunanistan, ülkenin içler acısı ekonomisini canlandırmak adına yaklaşık 500 bin yasadışı göçmen ve mülteciyi sömürmektedir. Geçtiğimiz sene neredeyse 140 bin göçmen daha iyi bir yaşam umuduyla Yunanistan sınırlarından giriş yapmıştır. Bu göçmenlerin çoğu yıllarca yasadışı kalmaya mahkum edilecek ve kendilerine modern çağın istenmeyen köleleri muamelesi yapılacaktır.

25 Ocak’tan bu yana uzun yıllardır Yunanistan’da yaşayan ve çalışan Atina ve Selanik’teki 300 göçmen ülke çapında açlık grevi başlattı. Açlık grevindeki bu göçmenlerin talebi, Yunanistan’da belgesiz olarak yaşayan tüm göçmenlerin yasal statüye kavuşturulmasıdır. Onların mücadelesi, dünyanın tüm göçmenlerinin, tüm işçilerinin, tüm insanlarının mücadelesidir.

10 Mart, açlık grevinin 45. günü olacak. Ve Yunan Devleti açlık grevindekilerin haklı taleplerine halen kulaklarını tıkamaktadır!

Yunanistan’daki ve dünyanın her yerindeki insanları 10 Mart tarihinde, açlık grevindeki 300 göçmenle dayanışmak için sivil itaatsizlik eylemlerinde bulunmaya çağırıyoruz! Herkesten talebimiz, Yunanistan’ın yumuşak karnı olan turizmi hedef almalarıdır: Turizm, Yunanistan’ın gayrisafi milli hasılasının %15’ini teşkil etmektedir. Nitekim turizm ve göç, yasal seyahat özgürlüğü hakkının iki farklı yüzüdür.

Önerimiz, neredeyse her ülkede bulunan, kolaylıkla ulaşılabilecek Yunanistan Ulusal Turizm Örgütü’nün (GNTO) şubelerini hedef almanızdır. Örneğin GNTO şubelerinin önünde, içinde veya civarında protesto eylemleri yapabilir, barikat kurabilir, şubeleri işgal edebilir, broşür dağıtabilir veya başka yaratıcı eylemler düzenleyebilirsiniz.

Yurtdışındaki GNTO şubelerinin adresleri burada bulunabilir: internezia.net/addresses

Yaşadığınız kentte GNTO’nun şubesi bulunmuyorsa eylemlerinizde Yunan Konsolosluklarını veya şirketlerini hedef alabilir ya da yalnızca kalabalık kamusal alanlarda veya medyaya yansıyacak eylemler yaparak katkıda bulunabilirsiniz.

Ya 300 Cinayet Ya Yasal Statü!

 

[Açlık grevi hakkında daha fazla bilgi için: hungerstrike300]

Yunanistan’ da açlık grevindeki 300 göçmen için dayanışma çağrısı

Yunanistan’ da 300 göçmen 18 gündür açlık grevinde. Ülkede kâğıtsız yaşamak ve güvensiz koşullarda çalışmak zorunda bırakılan bu 300 kişi Yunanistan’ da yaşayan tüm göçmenlerin sorunlarına dikkat çekmek için 25 Ocak’ ta Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde açlık grevine başladılar. Göçmenleri zorla üniversiteden çıkaran polis, şimdi de direnişe destek verenleri baskı ile yıldırmaya çalışıyor. Ancak, göçmenlerin ağır koşullarda devam eden direnişlerine destek amacı ile bugün Yunanistan genelinde eylemler yapılıyor.

Bizler de, Göçmen Dayanışma Ağı olarak Yunanistan ‘daki açlık grevi yapan göçmen arkadaşlarımızla dayanışmamızı ilan ediyor ve Türkiye’ deki muhalif hareketleri, özellikle de güvensiz koşullarda çalışmak durumunda bırakılan bütün kesimleri, göçmenlerin direnişine duyarlık ve dayanışma göstermeye davet ediyoruz. Çünkü bu mücadele bütün işçiler ve güvencesizlerin mücadelesidir.

GÖÇMENLER NEDEN AÇLIK GREVİNDE?

Kapitalizm ve ekonomik küreselleşmenin dayattığı koşulların sonucu olarak her yıl binlerce insan ülkelerinden kaçarak “Batıda” daha iyi bir yaşam umudu ile evlerini terk ediyor. Sınırı geçmeyi başaranlar fiziksel tecrit ve ayrımcılığın hüküm sürdüğü bir sistemin içine çekiliyorlar. Bunun en bariz örneğini yanı başımızda Kumkapı’ daki gözaltı ve sınır dışı merkezinde görüyoruz. Gözaltında olmayanlar ise bütün haklardan mahrum bırakılarak görünmezlik ve korku dolu bir hayata itiliyor. Üstelik içinde bulundukları durumdan sorumlu tutulan göçmenler, sağcı grupların, anaakım medya ve siyasi partilerin irkçi ve popülist saldırılarında hedef gösteriliyorlar. Bu sistematik baskı ve dışlanma aynı zamanda göçmenlerin ekonomik olarak sömürülmelerine de araç oluyor. Nitekim Batı ekonomilerini ayakta tutacak ucuz işgücünü göçmenler oluşturuyor.

YUNANİSTAN HÜKÜMETİNİ KINIYORUZ

Bizler Göçmen Dayanışma Ağı olarak, göçü idare edilmesi gereken bir sorun olarak gören, kadın, çocuk erkek ayırmadan, göçmenleri istenmeyen günah keçisi olarak gösteren Yunanistan ve Avrupa’nın ikiyüzlülüğünü kınıyoruz.

Göçün bir sorun değil, yaşamın bir gerçeği olduğunu, hiçbir sınır, tel örgü veya duvarın insanları daha iyi bir hayat kurma arzusundan caydıramayacağını ve bu tür engellemelerin meşru olmadığını söylüyoruz. Bu yüzden Yunanistan’ da hiçbir sosyal ve siyasal hakka sahip olmadan yaşayan ve çalışan tüm göçmenlerin taleplerini destekliyoruz. Ve her duyarlı vatandaşı bu direnişe destek olmaya çağırıyoruz.

ORTAK TELEPLERİMİZ:

– Yunanistan’ daki bu insanlık dramına derhal son verilmesini,
– Açlık grevini sürdüren  göçmenlerin koşulsuz olarak yasallaştırmalarını,
– Herkese eşit siyasal ve ekonomik haklar verilmesini
– Göçmenleri gayri insani yaşam koşullarına mahkum eden modern ırkçı rejime son verilmesini,
– Sınırların derhal açılmasını istiyoruz.

CÜNKÜ HİÇ KİMSE YASADIŞI DEĞİLDİR.

Göçmen Dayanışma Ağı

Göçmen Dayanışma Ağının linkina bir göz atın
Fotolar için buraya tıklayı

istanbulizein.wordpress.com