Tag Archives: dayanışma

Atina: Anarşist tutsak Nikos Romanos’un talebi ikinci kez reddedildi; yoldaş açlık grevine devam ediyor

Daha fazla bilgi için bkz: Sosyalsavas.org

2 Aralık 2014 gecesi anarşist tutsak – bugün açlık grevinin 25. gününde olan – Nikos Romanos’un talebinin ikinci kez reddedildiği teyit edildi. Romanos, Koridallos hapishane kurulu tarafından hevesle onaylanan hâkim Eftichis Nikopoulos’un, eğitim hakkının reddine ilişkin verdiği karara itiraz etmişti. Yoldaşın itiraz başvurusu yetkili yargı organı tarafından Pire mahkemesinde reddedildi.

3 Aralık günü Nikos kaldığı hastaneden sonuna kadar savaşacağını ifade ettiği açık bir mektup yayınladı. Yoldaş uzaktan eğitim ya da daha da kötüsü, hapishane duvarları içerisinde video konferans dersleri teklifini reddetti ve alabileceği birkaç özgür nefes talebinde ısrarcı oldu.

Ana akım medyada açlık grevindeki anarşist tutsağın sıvı bir diyetle(!) beslendiğini belirtmekte tereddüt etmeyen Adalet Bakanı Charalambos Athanasiou tarafından dile getirilen ithamlara karşın, Nikos Romanos herhangi bir tür damardan beslenmeye tabi tutulmayı kesin surette reddetti (doktor Pantelia Vergopoulou’ya göre kendisi sadece şekerli su içmektedir).

Aşağıda yoldaşın “24 gün boyunca ölümle dans etmek” başlıklı metninden bir kısım yer alıyor:

Kendi adıma ben devam ediyorum, her türlü geri adım ihtimâlinin yanından geçiyorum ve ZAFERE KADAR MÜCADELE, YA DA ÖLÜME KADAR MÜCADELE cevabını veriyorum.
Her ne olursa olsun, eğer bu tutumuyla devlet beni katlederse Bay Athanasiou ve iş arkadaşları tarihe katiller çetesi, işkence azmettiricisi ve siyasi bir tutsağın katili olarak geçecektir. Özgür ruhların çıkıp geleceğini ve onların adalet sisteminin adilliğini, kendi yollarıyla yargılayacaklarını umalım.

Bu metni bitirirken, her türlü şekilde benimle beraber duran herkese dostluğumu ve suç ortaklığımı yolluyorum.

Son olarak, Andreas, Dimitris, kendisi de hastaneye kaldırılmış olan Yannis ve pek çok diğer kardeşim için birkaç kelime söylemek istiyorum.
Mücadele beraberinde kayıplar getirebilir; onurlu bir yaşama giden yollarda, her şeyi kazanmak için, her şeyi kaybetmek riskini göze alarak ölümü bir elinden tutmalıyız. Mücadele tekrar ve tekrar, bıçaklara karşı çıplak eller ve sıkılı yumruklarla devam etmektedir.

Hepsi için her şey!

Yaşadığımız ve nefes aldığımız sürece, yaşasın anarşi!

6 Aralık’ta öfkenin sokaklarına!

Düşüncelerim tanıdık sokaklarda dolaşıyor olacak.

Ateşi sizi yaksa bile, bir rüya için yaşamak değerdir.

Ve sık sık dediğimiz gibi: Kuvvet.

Yunan Hapishaneleri: Anarşist yoldaş Nikos Romanos 10 Kasım 2014’ten itibaren açlık grevine çıkacağını açıkladı

AÇLIK GREVİ DUYURUSU

Özgür bir nefes için boğulmak.

Geçen bahar, üniversite sınavlarına hapishanede girdim ve Atina fakültesine giriş hakkı kazandım. Onların kanunlarına göre, Eylül 2014’ten itibaren eğitim izinlerine uygunum ve dönemin başından itibaren derslere katılma hakkım var.

Beklenildiği gibi isteklerim sağır kulaklar tarafından duymazlıktan gelindi ve bu izni ele geçirmek için bedenimi barikat olarak kullanmam gerekti.

Bu noktada, seçimimin ardındaki bağlamı ortaya koymak için siyasi mantığımı açıklığa kavuşturmam gerektiğini düşünüyorum.

Kanunlar, kontrol ve baskının araçları olmanın yanısıra, dengelerin korunması için kullanılıyor. Sosyal sözleşmeler olarak da adlandırabileceğimiz bu dengeler, sosyo-politik korelasyonları yanstıyor ve kısmen sosyal savaşın yürütülmesi için belli konumlar oluşturuyor.

Bu yüzden yaptığım seçimi olabildiğince netleştirmek istiyorum: Haklarımın meşruiyetini savunmuyorum; aksine hapsedilmenin ezici, yıkıcı koşullarında özgür bir nefes kazanabilmek için politik şantajı kullanıyorum.

Bu noktada, tutsaklık durumumda talep ettiklerimize baktığımızda akla sorular geliyor. Şuna kesin gözle bakılmalıdır ki buna benzer durumlarda her zaman çelişkiler olmuştur ve olacaktır. Örneğin, tüm yasalara karşı fanatik bir düşman olmamıza rağmen, maksimum güvenlikli cezaevleriyle ilgili yeni tasarıya karşı yapılan kitlesel açlık grevine bizde katıldık. Birçok yoldaş benzer şekilde tutukluluk koşulları (duruşma öncesi “gayrimeşru” gözaltılar, çıplak arama, belirli bir hapishanede kalmak) konularında vücutlarını barikat olarak kullanarak  müzakere yoluna gittiler ve yaptıkları iyi birşeydi.

Vardığımız sonuç şu: bu şartlar altında, çoğu zaman bulunduğumuz koşullarda, mecburi bir fenalık olan stratejik savaş pozisyonları almaya zorlanıyoruz.

Hepimizin bir yol ayrımında olduğu şu an, bir cephe oluşturmaya olanak veren seçimimin siyasi karakterini bu metnin başında belirttim,

“Şiir artıkların sanatıdır. Tüm söylemler yarısaydamlık düzenine tabi olurken, her kelime dikkatlice dezenfekte edilip süslenirken, sonunda kendini ona mümkün olduğunca korkutucu göstermeye çalışan,  onun ödün verme ve fuhuş batağında çoktan kaybettiği erdemlere sahipmiş gibi davranan bir prensle kendini yatakta bulacak,  mahkemedeki bir markize benzeyen şiir, diz çökmeden kalır. Şiir ya uyumsuzdur ya da hiçbirşeydir.” (Jean-Marc Rouillan)

Yoldaşlar, uzun süredir kapatıldık. Polis ablukaları ve anti-terörizm katliamlarından, istatistiklerine uymayanları yokeden iktisatçılardan oluşan kurullara, çokuluslu devlerin saldırılarına Syriza partisinin geç sosyalizmine destek vererek direnen Yunan sanayicilere, toprak uğruna köle olmuş politikacıların ultra-yurtsever kılığına büründükleri acil durum haline; ayaklanmalara karşı son teknoloji silahlarla donatılmış polis ve ordudan, maksimum güvenlikli hapishanelere.

Şeyleri gerçek adlarıyla tanımlayalım: Devletin istismar ettiği, normal bir durum olarak kabul ettirilmiş eylemsizlikten başka birşey değil.

Yakında çok geç olacak ve elindeki sihirli değnekle, iktidar sadece mutlak kudretinin önünde itaatkarca diz çökenlere merhamet gösterecek.

Sistem,  devrimcilerin, “yoğun tedavili ıslah tesisleri”nde canlı canlı gömüldükleri ve eninde sonunda fiziksel, zihinsel ve ahlaki olarak çökertildikleri bir gelecek tasarlıyor.

Sergilenenlerin, üzerine “kaçınılması gereken örnek” yazan levhalar asarak  canlı canlı teşhir edildiği ve iktidarın tüm sadist niyetlerinin insan kobaylar üzerinde test edildiği, yenilikçi bir insani dehşet müzesi.

Herkes ikilemlerle karşılaştığında bir cevap bulup seçimini yapabilir. Korunaklı koltuklarında oturup kısırlaştırılmış bir yaşamın peşinden giden izleyiciler de, tarihin gidişatına yön veren aktörler de.

*

O gece gözlerimizi ufuktan ayırmadık ve kayan birçok yıldızın kendi kaotik rotasını çizdiğini gördük. Ve onları defalarca saydık, dilekler tuttuk, olasılıkları hesapladık. Özgür bir yaşam için olan tutkumuzun, bizi baskı altında tutanların, bizi öldürenlerin, bizi yokedenlerin üstüne adım atmamızı gerektireceğini biliyorduk; böylece gözlemlediğimiz kayan yıldızlar gibi boşluğa daldık.

O zamandan beri sayısız yıldız düştü; belki bizim yıldızımızın da düşme vakti gelmiştir ama kimbilir? Eğer herşey için hazır cevaplarımız olsaydı, olduğumuz kişiler değil, insanlara nasıl birbirini yiyen kemirgenler olmaları gerektiğini öğreten günümüz bencil piçlerinden olurduk.

En azından hala türümüz insanları gibi amansız ve iradeliyiz. Ve aramızdan bazıları acı içinde gözlerini yummuş ve buradan göçmüş olsalar da görüşleri bir zamanlar bizim de gözlemlediğimiz gökyüzüne sabitlenmiş durumda. Ve onlar şimdi bizim düşüşümüzü izliyorlar, güzel ve parlayan yıldızları. Şimdi sıra bizde. Tereddütsüz, kayıyoruz, düşüyoruz.

Kalbimde ebedi anarşiyle, geri adım atmayarak, 10 Kasım 2014, Pazartesi günü açlık grevine çıkıyorum.

Açlık grevimin herbir günü ve bu noktadan sonra olacakların sorumlusu, hapishane kurulu yani savcı Nikolaos Poimenidis, Charalambia Koutsomichali yöneticisi ve sosyal çalışma görevlisidir.

DAYANIŞMA SALDIRI DEMEKTİR

Not: Tüm koltuk “savaşçı”larına, profesyonel hümanistlere, “duyarlı” entellektüellere ve ruhani kişiliklere: size şimdiden “Defolun!”

Nikos Romanos
Dikastiki Filaki Koridallou, Ε Pteryga, 18110 Koridallos, Atina, Yunanistan
_

Yunanca’dan İngilizceye, İngilizce’den Türkçe’ye çevrilmiştir. — İspanyolca, Portekizce, Fransızca, İtalyanca & Almanca çeviriler
(alıntı Rouillan’ın “Jules’e mektuplar”ındandır.)

Almanya: Hamburg sokaklarından 21 Aralık 2013 raporu

http://www.youtube.com/watch?v=Fvqctsf5Wwc

Rote Flora işgalevinin boşaltılması, mültecilerin ülkede kalma hakkı ve Esso konutlarından tahliye edilen insanlarla dayanışma amacıyla yapılan eyleme katılmak için 21 Aralık’ta binlerce kişi Hamburg’a geldi. Binlerce otonom eylencinin yüzlerce polisle Hamburg’da karşı karşıya geleceği bu günün kaotik bir gün olacağını herkes biliyordu. Yinede olaylar sandığımızdan farklı gelişti.

Rote Flora’nın önündeki ön-buluşmanın öğlen saat 2’de, büyük uluslararası gösterininse 3’te yapılacağı planlanmıştı. Binlerce insan daha öğle ortasında buraya gelmişti bile. Atmosfer harikaydı; insanlar coşkuluydu ve protestoyu sokaklara taşımak istiyordu. saat 3 olduktan hemen sonra yürüyüş başladı. Yürüyüş yılın en büyük gösterisi olmasının yanısıra aynı zamanda en kısasıydı. Polis, yürüyüşün 20. metresinde bir köprünün altında kalabalığı durdurdu. Polisler, aktivistleri durdurmak için hemen bibergazları ve coplarıyla saldırıya geçti. Birkaç saniye sonra iki toplumsal müdahale aracı, göstericileri başladıkları noktaya geriletmek amacıyla onlara katıldı.

Bunun üzerine eylemciler taşlar, şişeler ve havaifişeklerle karşılık verdi. İnsanlar, gittikçe daha fazla polis önüne gelene vurarak hücum ettiği için geriye doğru sürüldüler. Sonunda yüzlerce insan polisle çatışmasına rağmen hiçbir şansları yok gibi gözüküyordu çünkü tekrar tekrar saldıran zırh kuşanmış yüzlerce polis sözkonusuydu. Bir başka problem ise etrafta polise fırlatacak fazla birşey olmamasıydı. Birçok insan, o gün polisle çatışmaya hazırlıklı olmasına rağmen, polisin bu kadar çabuk şiddet uygulaması nedeniyle daha başlangıçta paralize oldu. Eylemciler çöpkutularından, yakındaki restorandan buldukları masalar ve banklardan barikat oluşturdular. 30 dakikalık çatışmadan sonra polis Rote Flora’nın önündeki mekanı kontrol altına aldı. Bunu gören herkes o gün Hamburg’ta büyük bir gösteri olamayacağını anladı. Bu yüzden insanlar eylemi şehrin sokaklarına yaymak için farklı bir strateji geliştirdiler.

Polis göstericilere saldırdıktan kısa süre sonra bazı eylemciler hemen uzaklaşmaya çalışmışlardı; insanlar yürüyüşün devam etmeyeceğini anladıkları için bölgeyi terkedip şehirde kendi ufak çaplı eylemlerini yapmak istediler. Neredeyse tüm sokaklar polisler tarafından bloke edilmiş olmasına rağmen, birçok eylemci olay yerini terketmeyi başardı. Sonra şehrin tamamında kendi kendine gelişen eylemler yapılmaya başlandı. Kimi yerde sadece 50 kişiden oluşan, kimi yerlerdeyse binden fazla insandan oluşan gruplar sokaklarda yürüyerek, polise, bankalara, Mcdonalds ve Vodafone gibi büyük şirketlerin dükkanlarına saldırarak, barikatlar kurarak eylemlerini gerçekleştirdiler. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar Hamburg’un her yerinde havaifişek sesleri ve insanların attığı sloganlar duyulabiliyordu. İnsanlar birisinin harekete geçmesini beklemiyor, herkes kendisi tekrar tekrar harekete geçiyordu. Polis çoğu zaman sadece bizi kovalayarak bu doğrudan eylemleri engellemeye çalıştı ve anlaşılan yeterince kapasiteleri yoktu ki gün boyunca sadece ancak 20 kişiyi bir suçla itham ederek gözaltına almayı başarabildiler.

Bu protesto bir ‘zafer’miydi yoksa ‘yenilgi’miydi karar vermek zor. Başta planladığımız gösteriyi gerçekleştirmeyi başaramadık. Şu açık ki polis, Hamburg’daki şu üç mücadelenin birleşmesini engellemek istedi: Rote Flora işgalevi, göçmen mücadelesi ve Esso konutları. Ama bir yandan da Hamburg son yıllardaki en büyük ayaklanmasına tanık oldu ve protestoyu merkezsizleştirdiğimizde durum üzerindeki kontrolünü kaybetti.

Kişisel olarak ben gösterimizin başarılı olduğunu düşünüyorum. Eylemciler, Rote Flora işgalevinin tahliye edilmesine tahammül etmeyeceklerini ve bu durumun Hamburg yönetimi, polis ve sermaye için tam bir kaosla sonuçlanacağını gösterdiler. Sonuçta polislerin arkalarını dönüp kaçmak zorunda olduğu durumları deneyimlemek her zaman güzeldir.

Flora bleibt! Rote Flora kalacak!

Dortmund, Almanya: Türkiye’deki ayaklanmayla dayanışma bildiri ve gösterisi

4 Haziran’da Dortmund’da, ana tren istasyonunun hemen karşısındaki Katharinentreppen’de izinsiz anarşist bir bildiri ve spontane gösteri gerçekleşti.

Bildiri anons edildiği gibi akşam saat 7’de 70-80 katılımcıyla başladı. Üç konuşma yapıldı: İlki eylem sırasında yüzlerce kişiye dağıtılan el ilanına basılan yazılar; ikincisi Türkiye’deki ayaklanma ve polis şiddetinin yanısıra Frankfurt’daki Blockupy (bloke-işgal) protestoları hakkında; üçüncüsü ayaklanma ve anarşist eylemlerin olanaklarına dairdi ve şiddetin her zaman otoritelerden kaynaklandığı belirtildi. Tüm bunları olası polis müdehalesinde hareket kabiliyetimizin kısıtlanmaması ve daha güçlü bir atmosfer yaratmak amacıyla hoparlörsüz yapmaya karar vermiştik.

Başlangıçta sadece bir Türk bayrağı ve iki Korsan Parti bayrağı olduğunu farkettik ama zaten bunlarda gösteri sırasında taşınmadı. Konuşmaların hemen ardından insanlar Türkiye’deki ayaklanmayla dayanışmalarını Dortmund şehrinin iç kısımlarında ifade etmeye karar verdiler ve Reinolidkirche’ye doğru izinsiz, polissiz ve yüksek sesli yürüyüş başladı. Göstericiler tarafından atılan sloganlar şunlardı: “İsyan! Devrim! Anarşi!”, “Amore! Anarchia! Autonomia!” (Aşk! Anarşi! Otonomi!), “Istanbul, das war Mord! Wiederstand an jedem Ort!” (İstanbul’da cinayet! Heryerde direniş!), “No Justice! No Peace! Fight the Police!” (Adalet yok! Barış yok! Polisle savaş!) ve “Taksim ist überall! Taksim ist hier!” (Heryer Taksim! Burası Taksim!). Kısa bir süre için gösteri tamamen ticarileşmiş Dortmund şehrinin kapitalist durumunu kırmayı başardı ve birçok insan pozitif tepki gösterdi. Reinoldikirche’ye vardıktan hemen sonra göstericiler dağıldı. Göstericiler dağılırken, yürüyüşün yapıldığı güzergahta polis ışıkları görülebiliyordu. İlerleyen dakikalarda sayısız polis arabası tüm şehirde şüpheli kişiler aradı. Bildiğimiz kadarıyla sadece az sayıda kişi kimlik kontrolü amacıyla (şehir merkezinden yüzlerce metre uzaklıktaki) ana tren istasyonunun kuzeyinde polis tarafından durduruldu.

Bildiri ve gösterinin çok başarılı olduğunu düşünüyoruz. Dortmund şehri, “radikal sol” dedikleri herşeyin otoriteler tarafından ellerindeki her türlü imkanla bastırıldığı bir yer olmasına rağmen ‘kendi istediğimiz şey’i yapmayı başarabildik. Otonom ve hiçbir polis olmadan. Uzun süredir anarşist gösteriler/bildiriler bu kadar sorunsuz yapılamıyordu. Umuyoruz ki, sadece Türkiye’de ayaklanan halkla değil yerel olark Dortmund’daki insanlarla da dayanışmamızı göstermek amacıyla bir işaret çakmayı başarabilmişizdir. Polisin başarısızlığından dolayı bu başarıyı elde ettiğimizin farkındayız. Yine de gelecekte Ruhr bölgesinde kendine daha fazla güvenen bir eylem kültürünün gelişeceğinden ve anarşist hareketin güç kazanacağından eminiz.

Daha fazla otonom eylem için! Baskı güçleri için kontrol edilemez olun!
Türkiye’deki mahkumlara özgürlük! Ayaklanmayı sürdürün!

İsyan! Devrim! Anarşi!

Ruhr bölgesinden bazı anarşistler

Girit: İşgalevleriyle ilgili video

işgalevleri bizim evimiz
yoldaşlarımız da bizim evimiz
bizim evimiz dayanışma
bizim evimiz sokaklar
bizim evimiz içimizde yanan ateş
ve kimse bizi bu evden tahliye edemez
ne kadar çok duvar örerseniz örün
bizi karşınızda
özyönetim, otonomi, eşitlik, antiotoriterizm için
mücadele ederken bulacaksınız

Tüm mücadele edenlerle dayanışma
Kandiye, Girit’ten anarşistler/antiotoriterler (Ocak 2013)

Atina: İşgalevlerini savunan 10.000’den fazla gösterici protesto yürüyüşü yaptı

Anarşist/anti-otoriter hareketin düzenlediği en büyük gösterilerden biri 12 Ocak’ta Atina’nın merkezinde gerçekleşti.

Göstericiler öğleden sonra Propylaea’da toplanmaya başladı ve saat 2 olduktan kısa bir süre sonra Villa Amalias’ın tekrar işgali sırasında gözaltına alınan 92 yoldaşın tutulduğu Evelpidon adliye’sine doğru yürüyüşe geçtiler.

Çoğunluğu anarşist/antiotoriter hareketten ama aynı zamanda sol örgütlerden de göstericilerin olduğu yürüyüşe 10.000’den fazla kişinin katıldığı tahmin ediliyor.

Şehrin heryerine yerleştirilmiş anti-isyan ekiplerinin yanısıra motorsikletli birimler ve bir gözetleme helikopteriyle polis varlığı çok fazlaydı. Panepistimiou ve Patision caddelerinin kesiştiği yerden itibaren göstericiler iki taraftan polis kordonuna alındılar. Gerilimin yükseldiği birçok an oldu, hatta iki kez kimyasal gaz kullanıldı, ama hepsi bu.

Göstericiler Adliye’nin önünde yarım saatten fazla kalarak yargılanan yoldaşlarına desteklerini gösterdiler ve sonra Exarchia’ya doğru yürüyüşlerini sürdürdüler ve gruplar halinde ayrılarak dağıldılar (fotoğraflar).

mani-12-enero-puente

Özgürleştirilmiş mekanlara yapılan baskılar ve Villa Amalias’ın tahliye edilmesi:

20 Aralık 2012’de sabah saat 7’de  polis, Villa Amalias işgalevine baskın düzenlemişti. O sırada içeride bulunan altısı Yunan, ikisi Alman toplam sekiz kişi ve olayı öğrenip dayanışmak için gelenler gözaltına alınmıştı.

Villa Amalias geçmiştede birçok kez polis tarafından tahliye edilmiş ama tekrar tekrar yeniden işgal edilmişti. Şunu belirtmek gerekir ki bina 1860 civarında inşa edilmiş ve 1990’dan beri işgalcilerin ve onlarla dayanışma içindeki insanlar sayesinde korunmuş ve bakımı sağlanmıştı. Villa Amalias’taki işgalciler faşist ve ırkçı şiddete karşı mücadele verdikleri gibi aynı zamanda sömürücüleri, uşakları, pezevenkleri ve uyuşturucu tüccarlarını da ifşa ederek bunlara karşı savaş verdiler. Farklı kültürlerin birarada yaşamasını ve öz-örgütlenmeyi desteklediler.

Villa Amalias baskınını protesto etmek ve gözaltına alınanlarla dayanışmak için Yunanistan’da ve diğer ülkelerde birçok eylem gerçekleşti.

21 Aralık 2012’de, sabah erken saatlerde, Atina’nın Sepolia bölgesindeki KEP (sözde ‘Vatandaşların Hizmet Merkezi’) binasında patlama oldu. Kendilerine Öfkeli Anarşistler diyen bir grup eylemi üstlendi.

22 Aralık’ta Xanadu sosyal mekanı faşistler tarafından kundaklandı.

İşgalevinde gözaltına alınan 8 kişi (5’i her ay polis karakolunda imza atma şartıyla), 24 Aralık’ta serbest bırakıldı.

24 Aralık gecesi Atina’nın eski belediye binasına boya bombaları atıldı. Aynı gün Hamburg’da dayanışma gösterisi düzenlendi. AmsterdamStockholm, Londra, Goa, San Francisco ve dünyanın daha birçok yerinde dayanışma eylemleri gerçekleşti.

28 Aralık’ta polis ASOEE’ye (Atina Ekonomi ve İşletme Üniversitesi) sokak satıcılarının yasal olmayan ticari faaliyetini şikayet eden birinin ihbarını bahane ederek saldırı gerçekleştirdi. Faşist polis çoğunluğu göçmen olan sokak satıcılarını ellerinde coplarla kovaladı. Göçmenler her zamanki gibi üniversite binasının avlusuna sığındı. Ama asıl hedefleri buradaki stüdyolardan biri ve çatıdaki 98FM Atina Özgür Radyo İstasyonu’nun vericisi ve ekipmanı olan polisler yanlarında savcıyla gelmişlerdi ve savcı hemen bir  arama izni ayarlayıverdi. Böylece içerideki 16 kişiyi tutuklamanın yanısıra 5 katlı binanın bodrum katındaki öz-yönetim prensibiyle işleyen öğrenci mekanına baskın düzenlemiş oldular.

Villa Amalias ve ASOEE’deki saldırılara öfkelenen bir grup 30 Aralık’ta Atina’nın güneyindeki bir semt olan Halandri’deki bölge mahkemesine yangın cihazı yerleştirdi.

4 Ocak 2013’te Atina valisi Technopolis Belediye Endüstri müzesinde sözlü ve fiziksel saldırıya uğradı.

9 Ocak’ta sabah erken saatlerde Villa Amalias tekrar işgal edildi. Polis defalarca içeriye gaz bombaları attı. 9.20’de destek birimler geldi, camları kırdı ve içerideki 101 kişiyi gözaltına aldı. Bu kişilerden 92’si sonraki günler mahkeme önüne çıkarıldı. Bu sırada Villa Amalias yakınlarındaki Victoria meydanında yaklaşık 200 kişi toplandı. Aynı anda 40 dayanışmacı DIMAR partisinin Metaxourgeio ofisini işgal etti ve buradan 12 Ocak’ta gerçekleşecek olan büyük gösterinin çağrısını yaptılar. Polis baskın yaptı ve işgalcileri gözaltına aldı. Gözaltıları takiben 150 kadar dayanışmacı tarafından Sintagma’daki Ekonomi ve Finans Bakanlığı binasına spontane bir gösteri yürüyüşü gerçekleştirildi. Polis tarafından saldırıya uğradılar ve kovalandılar.

Aynı gün saat 15:00 civarı, polis, Atina’daki bir başka işgalevi olan Skaramanga’ya baskın düzenledi. İçerideki 7 kişiyi ve binanın önündeki bir kişiyi polis karakoluna götürdüler. 8 kişiden 7’sini tutukladılar daha sonra 24 Ocak’ta mahkemeye çıkmak üzere serbest bıraktılar. Akşam, Merkez Polis Karakolu önünde yaklaşık 1500 kişi olayları protesto etti.

[vimeo]https://vimeo.com/57096191[/vimeo]

10 Ocak’ta öğlen Villa Amalias’ın önüne gelen kamyonlara içeriden taşınan eşyalar yüklendi.

12 Ocak’ta Atina’daki 10.000 kişilik büyük gösterinin yanısıra Yunanistan’ın birçok yerinde, Selanik, Patras, Chania, Rethymnon and Heraklion (Girit), Midilli (Lesvos), Naxos, Trikala, Arta, Preveza, Ioannina, Xanthi ve Kozani’de dayanışma eylemleri gerçekleştiriliyordu.

2.baskın sırasında gözaltına alınıp yargılanan 92 tutuklunun hepsi akşam saatlerinde polis karakoluna imza vermek şartıyla serbest bırakılmıştı.

Yunanistan’daki birçok özgürleştirilmiş mekan baskı altında tutuluyor, saldırılara maruz kalıyor. Bunlardan bazıları VOX işgal edilmiş sosyal merkezi (tekrar işgal edildi), Atina’daki ‘Panteion’ konut projesi (tahliye edildi),  Corfu’daki Draka işgalevi (faşistler tarafından kundaklandı), Agrinio’daki Apertus işgalevi (faşistler tarafından kundaklandı, hala işgal altında), Veria’daki ‘Afroditis 8’ otonom mekan (tahliye edildi, işgalciler yargılanıyor), Atina’daki işgal edilmiş belediye pazarı Kypseli (tahliye edildi, aylarca korumaya alındı ve şimdi belediye tarafından işletiliyor), Rethymnon Üniversitesindeki öz-yönetimli mekan (iki kez faşist saldırıya uğradı, tekrar işgal edildi), Selanik’teki Delta işgalevi, Atina’daki Villa Amalias (tahliye edildi), Xanadu sosyal mekanı (faşistlerce kundaklandı, hala işgal altında), Atina’da ASOEE’deki öz-yönetimli mekan, Atina’daki Skaramanga işgalevi.

Böyle bir dönemde 10.000 kişinin sokağa çıkıp yürümesi, devlet güçlerinin yaptığı bu baskının bir işe yaramadığını gösteriyor. Tam tersine anarşist/anti-otoriter hareket güç kazanıyor.

Selanik: Delta işgalevi tahliye edildi

Delta İşgalevi

12 Eylül Çarşamba günü yaklaşık saat 7:30’da, Selanik’te en az beş MAT anti-riot polis filosu ve EKAM özel baskıcı antiterörist birimleriyle dolu iki jip, Delta anarşist işgal evinin önünde sıralandılar ve kısa bir süre sonra binaya baskın gerçekleştirdiler.

Binanın içinden 10 kişi ve dayanışma için binanın önüne gelen sokaktaki insanlar gözaltına alındı. Ayrıca, işgalevinin yakınında toplanan daha fazla dayanışmacı polis tarafından kuşatıldı ve önleri kesildi.

Polisler (2007’den bu yana işgal altındaki) çok katlı binayı aradı ve bilgisayar, harddiskler hatta nakit para dahil olmak üzere işgalcilerin kişisel eşyalarına el koydu. Üstelik, polis, özel kuvvetlerin işgalevini istila ederken çektiği sessiz videoları resmi olarak yayınladı. Anti-riot birimleri binanın bulunduğu bölgeyi kuşattı ve girişi mühürledi.

Dayanışma için gelen ve gözaltına alınan herkes salıverildi.

İşgalevinde tutuklanan on yoldaş Selanik polis merkezine (GADTH) götürüldü.

Delta işgalevi’nin tahliyesi üzerine Selanik Politeknik Üniversitesinde, saat gece 1’de acilen bir anarşist toplantı yapıldı. Toplantıya katılan işgalevi kolektivinden üyeler de dahil yaklaşık 100 kişi şu kararları aldı:

i) 12 Eylül, saat 18:30’da Kamara’da karşı-bilgilendirme meclisi toplanarak, gözaltına alınan yoldaşlarla ilgili daha fazla bilgi beklenecek.

ii) Gözaltına alınanlar serbest bırakılmadığı takdirde saat 21.00’da Selanik polis merkezi önünde dayanışma gösterisi düzenlenecek.

iii) 13 Eylül’de, gözaltına alınanlar savcı önüne çıktığı takdirde Selanik adliyesi önünde dayanışma gösterisi düzenlenecek.

iv) 13 Eylül, saat 18:00’de dayanışma eylemleri örgütlemek üzere Selanik Politeknik Üniversitesi’nde toplantı düzenlenecek.

Durumun ciddiyetine rağmen, 13 Eylül çarşamba günü adliye önündeki dayanışmacı sayısı azdı. Dava ertesi güne ertelendi. Gözaltındaki 10 kişi Selanik polis merkezine geri transfer edildi. Akşam saat 11’de, yaklaşık 60 yoldaş polis merkezi önünde toplanarak Delta işgalcilerinin uzayan gözaltılarını protesto etti. (kaynak)

Yunanistan’da ve Yunanistan dışında Delta işgalevi’yle dayanışma eylemleri gerçekleşti.

Volos‘ta, 12 Eylül gecesi tahliye haberini alan yaklaşık 80 kişilik bir grup gece 01:10’da Aghiou Nikolaou meydanından başlayıp Palia meydanına kadar sloganlar atarak protesto yürüyüşü gerçekleştirdi.

Yunanistan’da Karaferye, Nikea, a href=”Livadya’da ve Kıbrıs‘ta pankartlar asıldı.

Delta işgaleviyledayanışma amacıyla asılan pankartlar

14 Eylül’ü 15’ine bağlayan gece Viyana‘da Yunan büyükelçiliğine saldırı düzenlendi. Bir pencere kırıldı ve cepheye birçok boya bombası atıldı.

İktidarın baskıcı oyunlarının hiçbiri cevapsız kalmamalı.
Dayanışma silahımızdır.

Delta işgalevi kalacak! Ellerinizi hayatımızdan çekin!

kaynaklar: 1, 2, 3, 4

Atina: Sosyal Demokrat PASOK ve Aşırı Sağcı LAOS partilerinin Ofislerine Saldırı

Paskalya için kayıtsızlık tapınaklarını tüm iyi vatandaşlar dolduruken, Halandri ve Holargos’un kuzey banliyölerinde LAOS ve PASOK’un ofislerine boya ile saldırıldı. Bu eylem 12 gündür açlık grevinde olan Mitroussias, Sakkas, Karagiannidis için dayanışmak için yapıldı.

Açlık grevindekilere kovuşturmaları durdurun!

STELLA ANTONIOU ‘yu derhal serbest bırakın!

anarşihaber tarafından çevrilmiştir

Yoldaş Stella’yla Dayanışmak için Eylem Günü, 6 Nisan 2012

Stella Antoniou’yu Hemen Serbest Bırakın

Anarşist Stella Antoniou 16 aydır tutuklu yargılanıyor. Devrimci Örgüt Ateş Hücrelerine katılmakla suçlanıyor. Aralık 2010′da kendisiyle aynı davadan dolayı tutuklu bulunan Kostas Sakkas, Giorgos Karagiannidis ve Alexandros Mitroussias ile beraber tutuklanmıştı.

Stella, diğerleri gibi,  sürekli yenilenen kovuşturmalarla şişirilen, kişisel ilişkilere ve tabi ki siyasi kimliklere dayandırılan  suçlamaları reddediyor.

Stella ciddi bir hastalıktan muzdarip ve kapatılmasıyla birlikte bu hastalığı gittikçe Stella’yı kötü etkiliyor. Serbest bırakılması için birçok başvuru yapsa da hepsi teker teker reddediliyor.

Ancak, içeride de cesaretle savunduğu mücadelesini sürdürüyor. Aranan yoldaşlarıyla dayanışma içinde durduğunu asla reddetmiyor.

Stella Antoniou’yu Hemen Serbest Bırakın!

Kostas Sakkas, Giorgos Karagiannidis
ve Alexandros Mitroussias’a Özgürlük!

Eylem
6 Nisan Cuma, 18.00/ Syntagma-Atina’da

kaynak / anarşihaber tarafından çevrilmiştir

Atina: ‘Hepimiz potansiyel tutuklularız’

2001’de 8.343 tutuklu
2011’de 11.674 tutuklu
Son 5 yılda 6 yeni cezaevi

Bildiğimiz kadarıyla Yunan cezaevlerindeki mevcut koşullar:
Aşırı doluluk, çıkış izinlerinin yasadışı/keyfi reddedilmesi, cezaevi personelinin işkence ve kötü muamele yapıtığı suçlamaları, yetersiz tıbbi bakım ve ilaç tedavisi, psikotropik ilaçların kontrolsüz kullanımı, insanlık dışı transfer koşulları, ısıtma, yiyecek, temel ihtiyaçlar, tıbbi bakım, rehabilitasyon alanlarında devlet kesintileri vs.

Bu yüzden ve özellikle tutukluların topluma yapılan saldırılardan daha fazla etkilenmeleri nedeniyle, Holargos-Papagou halk meclisi olarak, bizim için fazla onlar için kıt olan şeyleri, Thiva’daki kadın hapishanesindeki ve Avlona çocuk hapishanesindeki tutuklulara sunmaya karar verdik. İhtiyacınız olmayan kıyafetler (özellikle astarsız, kapişonsuz, metal parça içermeyen kadın ve çocuk giysileri), banyo malzemeleri (sabun, şampuan, hijenik peçeteler), kitaplar ve telefon kartlarınızı, 3 Aralık’ta 12:00-15:00 arasında Perikleus sokağındaki alışveriş merkezinin önündeki bedava pazara ve her çarşamba ve cumartesi saat 19:00‘daki Holargos belediye avlusunda yaptığımız halk meclisine getirmenizden memnuniyet duyacağız.

Tutukluların günlük mücadelelerine ufak bir katkımız olmuş olsun. Özgürlüklerinin yanısıra insan haklarından da mahrum kalmalarına izin vermeyelim.

Holargos-Papagou Halk Meclisi

Khalkida davası: Anarşist yoldaşlar Alexandros Kossyvas, Michalis Traikapis, Maria Economou ve Venos Polykretis aklandı

Bankalar insanları soymayı bıraktıklarında, insanlar da bankaları soymayı bırakacaklar.

30 Kasım 2011, çarşamba, Psakhna’daki (Evia) banka soygunuyla suçlanan tüm yoldaşlar aklandı! Act for freedom now!‘ın yeni sitesinde konuyla ilgili haberleri heyecanla bekliyoruz.

Davanışmanın faydasını olgusal olarak ispatlayan tüm yoldaşlarımıza çok teşekkürler. Savaş tutsaklarına özgürlük için anarşist mücadelemize devam etmeliyiz.

Kimse aramızda “masum” aramasın. Biz tekrar tekrar “suçlanan”ın tarafındayız. Fakir iblislerin, göçmenlerin, kanun-dışıların, soyguncuların, “terörist”lerin yanındayız. Ve hep burda kalacağız; önce, şimdi ve her zaman.

Atina: Açlık grevi yapan cezaevi mahkumu Panagiotis Avdikos’la uluslararası dayanışma için ACİL çağrı

Uzun bir açlık grevinden sonra Panagiotis Avdikos şu anda Koridallos cezaevinin Aghios Pavlos ‘hastane’sinde tutuluyor.

18 Nisan 2011’de, uyuşturucu bulundurma suçlamasıyla, evinin önünde tutuklanmıştı. Yunan demokrasisinin zindanlarına hapsedilmesine yolaçan bu polis komplosunu protesto etmek için hemen açlık grevine başlamaya karar vermişti.

2011 Mayıs’ından beri (Ağustos ayında kısa bir ara vererek) açlık grevi yapıyor. Serbest bırakılmasını reddeden ve böylece barbar ve vahşi hapishane sistemini koruyan otoritelerin ihmali nedeniyle şimdi Panagiotis hayatını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

29 Kasım Salı sabahı, Komotini’de (kuzey Yunanistan) Anarchist Hangout Utopia A.D.‘den yoldaşlar şehrin merkezindeki bazı yerlerin yanısıra mahkeme ve hukuk firmalarının önlerinde de metinler dağıtarak anarşist bir müdehale/karşı-bilgilendirme eylemi yaptı. Hukuk Bürosuna da bu metinleri verdiler. Broşürler genel olarak mahkumun mektuplarını içeriyordu.

Korintli Mahkumlarla Dayanışma Grubu
Korint’in Antistrofi Metrisi Kolektifi

Panagiotis Avdikos’a destek olmak için toplanma çağrısı:
3 Aralık saat 15:00’de Koridallos cezaevi önünde.

Panagiotis Avdikos’a özgürlük ! Hemen !
Hapishane duvarlarına son ! Katil-Devlet’e son !
Dayanışma silahımızdır !

Exarchia, Atina: Sklavenitis market-zincirine ait bir markette kamulaşırma

26 Kasım 2011’de, bu cumartesi öğlen, bir grup arkadaş, Charilau Trikupi sokağındaki Sklavenitis market-zincirine ait bir marketi kamulaştırdı.

Kamulaştırılan temel ihtiyaç malzemeleri ve gıda Kallidromiu halk pazarında dağıtıldı. Burada bulananların çoğu eyleme olumlu tepki verdi ve ürünleri sepetlerine koydular.

Tek olumsuz tepki biz giderken bir Sklaventis çalışanının “Yazıklar olsun!” diye haykırmasıydı. (O ve tüm çalışanlar bilsin ki utanması gereken, insanın insan tarafından sömürüldüğü günlük kabusunu yaşayan insanlara karşı ‘rüya’larını yaşayarak sürekli daha fazla zengin olan kapitalistler ve patronlardır.)

ONLARIN ZENGİNLİKLERİ BİZİM KANIMIZ
SERMAYEYİ KAMULAŞTIRMA HER YERDE

Yoldaşlar

kaynak: athens.indymedia.org

Belçika: Ostende NoBorder grubunun kuruluşu

22 Kasım 2011‘de Belçika’da yayınlanmıştır.

Belçikada bir liman kasabası olan Ostende’de, yakındaki ormanda kalan göçmenlere yapılan baskı artıyor.  Her gün limanda yürürken “kamu düzenini bozmak” suçundan yirmi kadar insan 12 saat hapsediliyor; 60 yeni hücre inşa ediliyor. Yiyecek ve giyecek dağıtım merkezlerinde kimlikler kontrol ediliyor; bir evsiz merkezi zorla kapatıldı.

Bu baskıya tepki olarak, bir grup insan, Ostende No Border’ı oluşturdu. Yardım etmenizi ve bağış yapmanızı rica ediyorlar, lütfen onbegrensdoostende@yahoo.com e-mail adresinden iletişim kurun.

Atina: Ali Mohammed Rasul çocuk hapishanesinden salıverildi

Birçok dayanışma arabuluculuğu ve hukuki yardımdan sonra, çöp toplayıcılığından tutuklanan ve 5 Ekim‘de Amygdaleza çocuk gözetim merkezine hapsedilen 12 yaşındaki göçmen Ali Mohammed Rasul sonunda salıverildi ve belgelerini edindi.

Bir sonraki adım çocuğun şu an almanya’da bulunan ailesine kavuşması.

kaynak: athens.indymedia.org

Selanik: Rami Syrianos için iki dayanışma akşamı

hapisteki savaşçılar için
2 DAYANIŞMA AKŞAMI

Salı, 22 Kasım 2011 – 20.00
Dostluk mutfağı ‘Zengini ye (en azından ucundan ısır)’
Delta işgalevi, 13, Egnatias Sokağı (Colombou otobüs durağı)

Salı, 29 Kasım 2011 – 20.00
İtalyan tavernası: pasta, meze, pizza
Orfanotrofio işgalevi, 186, Lambraki Sokağı (Ano Toumpa)

Tüm gelir,  ODDY’den çalınan mülkün alıcılarından edinilen parayı kamulaştırdığı (dağıttığı) için 5 Aralık 2011’de mahkeme karşısına çıkacak anarşist Rami Syrianos‘un mahkeme masraflarını karşılamak için kullanılacaktır.

Not: ODDY, Kamu Varlıkları Yönetimi Ajansı, geniş çapta çeşitli açık arttırmaları yönetiyor, polis veya gümrük tarafından el koyulan birçok arabayı, motorsikleti ve diğer varlıkları paraya dönüştürmekten sorumludur.

kaynak: athens.indymedia.org

Yunanistan: Psakhna (Evia) soygunundan yargılanan 4 yoldaşla dayanışma çağrısı

KAPİTALİZM BİR ÖLÜM MAKİNASIDIR.
ŞİMDİYE DEK BİLDİĞİMİZ DÜNYA DEĞİŞİYOR.
ŞİMDİYE DEK BİZE ZULMEDEN DÜNYA BİTTİ.

Parlamentoya hücum etmenin, cennete hücum etmenin hayallerini kuran insanların görevi toplumsal devrimdir.

Psakhna, Evia’daki Ulusal Bankayı soymaktan yargılanan anarşistler Michalis Traikapis ve Alexandros Kossivas’a özgürlük!

Aynı davada yargılanan Maria Economou ve Venos Polykretis’in yargılanmasına hayır!

SES SİSTEMLİ MOTORLU ARAÇ KORTEJİ:
MONASTİRAKİ, 12 KASIM CUMARTESİ SAAT 12

TOPLANMA:
KHALKİDA MAHKEMESİ, 15 KASIM 2011, SAAT 9

Hapsedilen ve kovuşturulan savaşçılarla dayanışma meclisi
& anarşist yoldaşlar

kaynak: act for freedom now

Villa Zografu, Atina’da öz-yönetimli bir sosyal alan

hayatlarımızın değerinin sürekli düşüşüne karşı... biz dayanışma, yaratıcılık ve dostluğu yükseltiyoruz

Atina’nın doğusundaki Zografu semtinde, günümüzdeki bireycilik ve sefalete karşı yeni bir proje kapılarını açtı. 19. yüzyılda inşa edilmiş, üç katlı terkedilmiş bir konak olan Villa Zografu, belediyenin  alışveriş merkezi olarak ayırdığı 14 dönümlük bir arsada bulunuyor. Geçmişte bu mekan yerel mücadelelere tanık oldu. 2009 yazında çevik kuvvet burada 1000 kişiye saldırdı.

Zografu Açık Halk Meclisi, Villa Zografu’yu bir dayanışma, yaratıcılık ve dostluk alanına çevirmeye karar verdi. Girişime aktif olarak katılmak isteyen insanları çekmek için, mekan, 5 ve 6 Kasım cumartesi ve pazar günleri öğleden itibaren açık olacak. Bu iki gün boyunca insanlar proje ile tanışma fırsatı bulacaklar. Bu sırada bina bakımı, bahçe temizliği yapılmasının yanı sıra bahçeye tarımsal ürünler ekilecek. İnsanların müzik eşliğinde, neşeli bir atmosferde muhabbet edebilecekleri, öz-yönetimli bir kafe de açık olacak.

kaynak, fotoğraflar

Selanik, Yunanistan: Banka ve kilise saldırılarını üstlenme bildirisi

14 Ekim 2011 şafağında, Agiu Dimitriu Caddesinde bulunan Piraeus Bankası şubesine saldırı düzenledik. Biz krizin büyük bölümünden bankaların sorumlu olduğuna ve banka patronlarının vatandaşlara karşı spekülasyon yaparak kar elde ettiklerine inanıyoruz. Onlar günümüzün yasal tefecileri.

29 Ekim 2011 şafağında, Selanik merkezindeki Ahiropiitu klisesine saldırdık.

Kliseler, para kazanmak için zor zamanlarında insanlara vuran, yüksek kazanç getiren işyerleridir. Jipleri, Mersedesleri, konakları olan rahipler… Yunan Ortodoks Klisesi’nin büyük şehirlerde 800’ün üzerinde gayrimenkulu olduğu tahmin ediliyor; bu sayı gün geçtikçe artıyor ve bu yerlerdeki politik hayatı büyük ölçüde etkiliyor.

SPEKÜLATİF KURUMLARLA MÜCADELE DEVAM EDECEK
DAHA SERT VE DAHA AŞIRI

Anarşist yoldaş Panagioti Masura’yla
Ateş Hücreleri İttifakıyla
ve tüm politik tutuklularla
DAYANIŞMA

Asi Ekstremistler

Not 1: Saldırılar devam edecek…
Not 2: Hapishanede onurlu ve mücadeleci duruşlarıyla mücadeleye devam edenlere saygılarımızı sunuyoruz.

Lefkoşa, Kıbrıs: Göçmen açlık grevcileriyle dayanışmaya çağrı

24 Ekim Pazartesi günü, toplam 65 kişinin kaldığı merkez cezaevinin 10 numaralı bölümündeki 52 göçmen tutuklu, açlık grevine başladı. Suçları: Kıbrıs’ta yasadışı ikamet. Talepleri: Devlet tarafından bastırılan temel haklarının inkar edilişine son vermek.

Bu insanlar sınırdışı edilmek üzere gözaltına alındılar; mahkum edilmiş suçlu değiller. Tam tersine, bu durumda suçlu, onları 6 aydan uzun süre cezaevinde tutan Devlettir. 115/2008 nolu yönergede azami tutukluluk süresinin 6 ay olduğu belirtilmektedir (Madde 15 paragraf 6’da belirtilen bu yönergeye istisnai herhangi bir ulusal yasa yok). Bunun yanı sıra, birçok durumda prosedürel teminatların garanti altına alınması gözetilmemiştir ve tutuklama kararı olmadan gözaltına alınmışlardır.

20 Ekim Çarşamba günü, 10. bölümdeki kameranın önünde, 46 yaşında bir Cezayirli, jiletle intihar girişiminde bulundu. Bu intihar girişiminin videosu polisin elinde. Bu adam evli ve iki çocuğu var. Tekrar tekrar ülkesine dönmek istediğini belirtti ama ona izin vermediler. İki haftadan uzun bir süre boyunca verilen yiyeceği reddedeceğini açıkladı ve onun umutsuzluğu diğer hücre arkadaşlarını da açlık grevi başlatmaya sevk etti.

28 Ekim Cuma günü, bir kişi daha çarşaflardan ilmik yaparak intihar etmeye çalıştı ve son anda kurtarıldı. Suriyeli bu adam bir yıldan uzun süredir tutuklu ve o da ülkesine dönmek istiyor ama sınırdışı edilmiyor. Bu adam ilgili tüm yasalar çiğnenerek bir yıldan uzun süredir cezaevinde ve onu ne sınırdışı ediyorlar ne de serbest bırakıyorlar.

Gerçek şu ki bu iğrenç durum, kitle iletişim araçları tarafından görmezden geliniyor, toplumdan gizleniyor. Avrupa Birliği başkanlığı için hazırlık yapan devlet, tüm acımasızlığıyla insan haklarını çiğniyor ve kendilerine hümanist diyen Avrupalılaşmış vatandaşlar insan onurunun mutlak aşağılanmasına kayıtsız kalıyor.

Biz, açlık grevcileri ve devlet tarafından insan hakları çiğnenmiş herkesle dayanışma içindeyiz. Vicdanı olan olan herkesi, 1 Kasım akşam saat altıda, eylemlerimiz için karar almak üzere Lefkoşa’da Faneromeni okulu merdivenlerine çağırıyoruz.

Açlık greviyle dayanışan insanlar

Sosyal Dayanışma Kliniği, Selanik’te kapılarını açıyor

Selanik’te, 7 Kasım 2011’de ‘Sosyal Dayanışma Kliniği‘, Asopou Sokağı, No:24 (Vardari bölgesinde) birinci katta kapılarını açıyor. Selanik Emek Merkezi tarafından sağlanan bu mekan hafta içi hergün açık olacak ve sağlık sigortası olmayan insanlara (Yunanlılar/Yabancılar/Mülteciler) bedava hizmet sağlayacak. Genel sağlık hizmetinin yanısıra nöroloji, pediyatri, pskiyatri, dişçilik alanlarında da hizmetler verilecek. Randevu almak için haftaiçi sabah saatlerinde +30 2310 520386 numarayı arayabirsiniz.

Troyka’nın (AB/AMB/IMF) dayattığı, Yunan hükümetinin uyguladığı kemer sıkma politikaları ve kesintiler nedeniyle ülkedeki tüm sağlık sistemi göçtü ve binlerce insanın hayatını kötü yönde etkiliyor. Sosyal Dayanışma ve Sağlık Girişimi Kliniği’nin amacı, ödeyecek parası olmadığı için ulusal sağlık sisteminden dışlanmış olanlara, gönüllü çalışma prensibi ile sürekli bir temel sağlık hizmeti sağlamak olacak.

Katkı sağlamak için ekipman, tıbbi malzeme, ilaç (tarihi geçmemiş kullanılmayan ilaçlarınız) sağlayabilir, para yardımında bulunabilir, deneyimli iseniz gönüllü olarak çalışabilirsiniz.

Yunanistan’dan Acil Uluslararası Dayanışma Çağrısı

Yoldaşlar,

Bu mesajı amacı sizleri Yunanistan’da son günlerde yaşananlar hakkında kısaca bilgilendirmek ve dünya çapında tüm anarşistlere bir uluslararası dayanışma çağrısında bulunmak.

Yunanistan kritik bir dönüm noktasında ve politik ve ekonomik düzeyin yanında toplumsal olarak birçok kritik değişim yaşanıyor. (Son zamana kadar) Egemen olan güç modelinin çözülüşü ve dağılışı ve sömürü iyice aşikar oldu, ve bu genel olarak “kriz” denilen durumu tanımlıyor. Şu an tecrübe etmekte olduğumuz, sosyal birliği (sosyal konsensusu) güvence altına artık alamayan bir sistemin tamamen çöküşü; böylece mutlak ve mazeretsiz bir cephe saldırısıyla uğraşıyor.

Başlangıçta, bu “kriz” denilen durumun başlarında, bu saldırı maddi koşullarda gerçekleşiyordu. Emeğin değerinin düşmesi, maaşların dikey olarak azalması, “esnek” çalışma koşulları, güvencesizliğin kurumsallaşması, tüketici ürünler ve kamu hizmetleri faturalarındaki fiyat artışları, verglerin artması ve sosyal yardımlardaki kesintiler ile birlikte… Ayn zamanda, kamu servetinin özel kişilere satılması, sokaklardaki polis varlığının yaygınlaşması, ihaleler ve işsizliğin artması başladı.

Ek olarak, propaganda yollarıyla benzeri görülmemiş saldırılar ortaya çıktı. Devlet ve Sermaye tarafından kontrol edilen yaygın medya, inanilmaz derecede kıyamet ve afet senaryoları ortaya çıkardı ve yayınlamaya başladı, ve “Eğer Troyka bir sonraki borç alımını kabul etmezse, dağılacağız” gibi takvim üzerinde dönü noktaları “ifşa”sına başladı. Bütün bunlarla, Güçlerin iletişimsel mekanizmaları zorbalık yoluyla toplumun felç olma halini suyu sürekli bulandırma ve bir terör durumunu sürdürererek garanti altına almayı yönetiyor.

Fakat, direniş Yunanistan toplumunun bir bölümü ve proleteryası için hiçbir zaman durmadı. Bazen, genel grev beyanları aktif olarak direnen ve Devlet ve Sermaye tarafından dayatılan şartlara karşı savaşma isteklerini dile getiren insanlar tarafından farklı bir derecede çevrelendi.

Atina’da 11 Mayıs genel grevinde, binlerce eylemci bir kez daha yürüdü ve Yunan hükmetinin işçilerini ve halkın çoğunluğunu etkileyecek yeni toplum-karşıtı (anti-sosyal) tedbirlerine karşı seslerini çıkardı. Gösteri sırasında, protestocuların büyük bir kısmı meclisi geçmiş durumda ve sona doğru yaklaşır iken, polisleren radikal göstericiler bloklarına – anarşistler ve anti otoriterler, komşu meclisler, sıradan işçi sendikaları üyeleri, meclis üstü sol – karşı provokasyon olmadan ve alçakça saldırıya geçti; ve bu bloklar dağılana kadar onları görüşmemiş bir vahşet ile darp etti ve onlara karşı yüzlerce gözyaş bombası ateşledi. Bir kısmı ameliyata alınırken toplam 100′den fazla gösterici hastanelik oldu.

Şu anda sağlığı en kritik durumda olan gösterici, Yoldaş Yannis idi. Polis tarafından öldüresiye bir saldırıya maruz kalarak kafasından ciddi biçimlerde yaralandı ve – snradan yayınlanan sağlık raporuna göre – hastaneye “ölmek üzere” (antemortem) bir durumda iken sevk edildi.

Doktorların başındaki iç kanamanın genişliğini tespit etmelerinin ardından, hemen ameliyata alındı ve o zamandan beri yoğun bakım kliniğinde yatıyor. Durumu ciddiyetini korumakla birlikte istikrarlı biçimde, fakat hayati tehlikesi veya sağlığını kaybetme riskinden kurtulmuş değil.

11 Mayıs Çarşamba günü göstericilere karşı yapılan bu ölüm saçan saldırıların tek bir amacı olduğu ortada: Gücün ve kapitalist Devletin saldırılarına karşı direnen herkesin ve halkın gözünü korkutmak. Bu hareket, insanlara boyun eğdirmeyi amaçlayarak şu mesajı yollayan bir örnek vermek içindi: sakin ve disiplinli birşekilde, evinizde oturun.

Bu son gelişmelerin ışığında egemenler sağ-kanatı ve/ya devlet destekli dallarını giderek daha fazla devreye sokuyor. Ülke genelinde ırkçı şiddet son zamanlarda katlanarak patlak verdi ve geçtiğimiz hafta zirveye ulaştı. Atina’nın merkezinde bir sakinin hırsızlık niyetiyle soğuk kanlı bir biçimde öldürülmesinin ışığında, birçok göçmen hedef haline geldi ve göçmenlere karşı benzeri görülmemiş planlı katliam ortaya çıktı. Organize ve/ya bağımsız faşist, ırkçı ve aşırı sağcılardan oluşan gruplar her akşam göçmenlere saldırmak için bir araya gelme fırsatını kaçrmadı, birçok kişiyi yaraladı, bu sırada ekonomik nedenlerden göç eden bir kişinin ölümünün de bunların neden olduğu sanılıyor. Aynı zamanda, polislerin yanında yer alan neo-Naziler şehir merkezindeki işgal evlerine saldırıyor, ve yoldaşları hayatlarımızı riske ederek polis ve faşist gaddarlığına karşı kendimizi korumaya sürüklüyor.

Bu durumun ciddiyeti ortadadır. Toplum, emsali görülmemiş bir maddi saldırıyı kabul ettiği an, en radikal politik kısımlar – ki onlardan biri en genel anarşist çevre – polis ve faşistlerin saldırısı altındadır (bu kanlı hiddet düşünüldüğüne, bu sefer gerçekten).

Uluslararası dayanışma için acil çağrımızın sebebi bu yüzden!

Dayanışma, anarşistlerin her zaman değer özelliklerinden birisi olmuştur. Bizler mücadelerimize destek için dayanışmayı her zaman sayıyoruz ve devlet gücü tarafından teşvik edilen yalıtılma mantığı ve özel hayata inzivaya çekilmeye, bireycileştiren ve kolektif bilinci tasfiye eden kapitalist vaziyete karşı geri savaşıyoruz.

Şu anda Yunanistan toplumu ve proleteryası yaşam koşullarının görülmemiş bir şekilde bozulmasının gerilimiyle ıstırap çekerken, şu anda anarşistler gerçek cinayet teşebbüsleri boyutlarında olacak kadar baskı altında iken, şu anda anarşist ortam devlet şiddeti ve faşist tehditlerin nişanında iken, dünya çapındaki yoldaşlarımızın, etkinlikler, gösteriler, yürüyüşler, protestolar düzenleyerek, yazılar yazarak, sözler ve eylemler yoluyla, yoldaşların uygun gördükleri herhangi bir şeyi yaparak eylem çağrılarında bulunmalarını ve mücadelemizle dayanışmada durduklarını görmeye ihtiyacımız var; sadece anarşistlerin bildiği ve göstermek istediği devrimci dayanışmanın herhangi bir ifadesi ruhumuzu diriltecek ve mücadelemizi güçlendirecektir.

Yoldaşca selamlar,

Liberter komünistler grubu (Atina)
Eutopia dergisi

Aşağıdaki linklere de göz atın:

//de-contrainfo.espiv.net Yunanistan’daki son gelişmelerden haberler

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1288989 video: polis göstericilere saldırıyor

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1290982 video: faşist – polis işbirliği içinde göçmenlere saldırıyor

http://www.demotix.com/photo fotolar: naziler göçmenlere saldırıyor

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1288923 fotolar: polis göstericilere saldırıyor

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1289018 fotolar: polis göstericilere saldırıyor

http://athens.indymedia.org/front.php3?lang=el&article_id=1289114 fotolar: polis göstericilere saldırıyor

tercüme: anarsistfaaliyet.org