Tag Archives: genel grev

Atina: Th.S.’nın 5 Mayıs 2010 olaylarıyla ilgili kovuşturması ve yargılamaya sevkiyle alakalı metni

Hikaye 29/4/2011 tarihinde benim ve 2 yoldaşın beklenmedik gözaltılarıyla başlıyor. Beklenmedik diyorum çünkü bu gözaltılar hiçbir bulgu veya görgü tanığının ifadesine dayanmadan olmuştu. Benim ve 2 yoldaşın adlarını, telefon numaralarımız ve adreslerimizi veren, polisin eline çok ‘kolayca’ geçen isimsiz bir nota dayandırlmıştı bu gözaltılar.

Ardından, Emniyet’te ve medyada yaratılan terör havasında tutuklandık. Hemen sonra bunu evlerimizin güya kanıt bulmak için aranması ve Atina Emniyet Müdürlüğü’nde ellerimde kelepçelerle saatlerce süren izolasyonum izledi. Bu sırada iki gün boyunca medya ve polisin sözcüsü tarafından adımıza tonla çamur atılacak ve yanlış bir şekilde “Marfin’in kundakçıları tutuklandı” diye haber yapılacaktı. Sonra şüphelilerin tespiti için düzenlenmiş odaya gidene kadar yetkililer benim için emniyet merkezi binasının katlarında ‘rehberli bir tur’ ayarlayarak gezdirdiler ve güya beni tespit etsinler diye bir sürü kişi tanık olarak önümden geçti. Bu akşamdan sonra yemin ettirilmeden, parmakizi alınmadan vs, trajik Marfin Bankası şubesi olayı ve Ianos kitabevi saldırısı [iki olayda Atina merkezdeki Stadiou sokağında gerçekleşmişti] hakkında -şanşa bak ki 5/5/2011’de!- ifade vermek için Devlet Güvenlik Hizmetlerine çağrıldık. Bu iki olay bir yıl önce 5/5/2010 tarihli grev seferberliğinde gerçekleşmişti.

İfadelerimizde önceden belirtilen olaylarla ilgili tüm suçlamaları reddettik. İddianamede belirtilenlerden anlıyoruz ki hakkımızdaki suçlamalar açık olarak dayanaksız ve kurgulanmış. Dava yaklaşık bir yıl boyunca açık kaldıktan sonra Mayıs 2012 yaklaşırken bize sorguya çağrılacağımız bildiriliyor. Bu süreçte yoldaşlar tarafından dayanışma eylemleri düzenlendi. En sonunda 1 Şubat 2013 tarihine Marfin Bankası’nın kundaklanmasıyla ilgili sorgu çağrısı bir tek bana yollanıyor.

Bu çılgın terör çığırtkanlığı içinde ifademi verip tüm suçlamaları reddettim. Bu arada bir çoğunun dudaklarından tekrar tekrar aynı laflar döküldü: Pislikler-Gammazlar-Gazeteciler. Bunlar gazete ve haberlerde dava hakkında haber yapıp, mide bulandırıcı analizlerle Marfin’de ölen üç kişinin üstünden yaptıkları medya oyunlarıyla olayın suçlusu olarak beni işaret ediyorlardı…

Apaçık bir şekilde aleyhimde hiçbir kanıt bulunmamasına rağmen sulh yargıcı ve savcı arasında tutuklu yargılanmam hakkında fikir ayrılığı oldu (savcı dosya davasının önemli bir kısmından bi haberdi). Bu yüzden hakimler kurulunun kararını beklemek üzere geçici olarak Evelpidon sokağındaki mahkeme nezarethanesinde tutuldum. Uzun bir bekleyişten sonra yürüyüş ve gösterilerde bulunmamın yasaklanmasını da içeren kısıtlı mahkeme kararıyla serbest bırakıldım. Bu kısıtlayıcı durumlar [yurtdışına çıkma yasağı ve protesto yürüyüşü, gösteri vs katılmamın engellenmesi] hala devam ediyor ve bu yüzden gayriresmi bir ‘esaret’ içindeyim.

2013 Mayıs ortasında mahkemede Marfin kundaklanması ve trajik sonucu olan şube içindeki üç çalışanın ölümüyle ilgili suçlandığım [karara itiraz hakkı ile] bir mahkeme kararı geldi. Yoldaşlar N.L. ve G.P. Ianos kitabevi ve Marfin bankası davalarında beraat ettiler. [Bu arada o gün çalışanları içeri kilitleyen Marfin Bankası’nın üst düzey yöneticilerinin davası Nisan 2013’te başladı.]

Birçoğunuz benim neden ve hangi kanıtlara dayanarak yargılanacağımı merak ediyor olabilir… Dava dosyasındaki görgü tanıklarının ifadeleri, güvenlik kameralarından edinilen fotoğraflar ve videolar, o gün Atina merkezinde gerçekleşen hiçbir saldırıya karışmadığımı açık bir şekilde kanıtlıyor. Sonuç üretmek üzere bu ısrarlı tutumlarında, Devlet Güvenlik birimleri ve adli makamlar benimle olayı gerçekleştirdiği iddia edilen fail ve büyük ihtimalle oradaki binlerce kişinin ortak bir özelliğine odaklanıyorlar. Ayrıca bu politik ortamda -anarşist-antiotoriter ortamda yer almam gerçeğine odaklanıyorlar. Onların paranoyak mantıklarına göre, ‘eğer bu özellikte bir benzerlik varsa, ve o antiotoriterse, biz onu şüpheli kabul ederiz.’ Aynı Villa Amalias işgalevinin tahliyesi sırasında içerideki boş bira şişelerini, antiotoriterler sözkonusu olduğunda Molotof kokteyli hazırlamak için malzeme olarak gördükleri gibi. Ciddi bir davayı öyle ya da böyle kapatmak ve güvenlik alanında sonuç aldıklarını göstermek için artık bu olağanüstü hal devletine karşı çıkan herkesi hedef gösteriyorlar.

Herhangi bir tarafsız mahkemede suçsuzluğumu kanıtlamada hiçbir zorluk çekmeyeceğimi bildiğim halde içim rahat değil çünkü devlet kendi muhafazakar muhattaplarını tatmin etmek için güya savunduğu kanunlara saygı göstermediğini açıkça gösterdi. Bu metni yazdığım sırada anarşist Kostas Sakkas hapishaneden salınması talebiyle 4 Temmuz’da başlattığı açlık grevini sürdürmektedir. Bilmeyenler için söyleyeyim Kostas Sakkas herhangi bir hüküm giymemesine rağmen 3 yıldır hapisanede tutuluyor. [31 ayı aşkın tutukluluktan sonra Sakkas Temmuz 11 2013’te kefalet ve şartlara tabi olarak serbest bırakıldı.] Yunanistan’da tutuklu yargılama süresi 18 aydır. Ama anlaşılan anarşistler için gayrı-resmi bir Guantanamo hapishane kampı var. Ne var ki kanunlar bizi yöneten neo-nazi çete için engel teşkil etmiyor. En belirgin örnek Villa Amalias’ın komik nedenlerle tahliye edilmesi ya da hükümetin Yüksek Mahkeme’nin ERT’in tekrardan açılması için verdiği karara aldırmaması.

Yukarda da bahsettiğim gibi anarşist-antiotoriter alana mensubum ve açık kollektif toplumsal girişimler aracılığıyla toplumsal kurtuluş için mücadele ediyorum. Özgür, sınıfsız, baskının, tahakkümün ve sömürünün olmadığı bir toplum için mücadele ediyorum. Bir işçi olarak maaşlı köleliği hergün yaşıyorum ve ezilenlerin yanında toplumsal ve sınıfsal mücadelelere katılıyorum.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulunca, 5 Mayıs 2010 tarihinde Troyka’yla (IMF, Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası) birinci Memorandumun imzalanacağı ve grevler tarihindeki en kalabalık genel grev mitinglerinden birine katılmam çok anlaşılır oluyor. Bu mitingde sayıları 200.000’e varan göstericiler saatlarce meclisi kuşatmış ve meclise girip Memorandum oylamasını durdurmaya çalışmıştır.

Oyunun son kısmı şimdi oynanıyor, mahkemeye sevkimden dolayı son savaş şimdi verilecek… Ve bu son savaştan galip çıkanlar direnenler, anarşistler, anti-otoriterler, üç yıldır beni ve 2 yoldaşımı şüpheli gösterip bu üç trajik ölümün sorumlusu olarak bir siyasal alanın tümünü gösteren medya ve devletin pisliği tarafından kötülenen ama bu yalanları gören ve bilen hepimiz olacağız.

Devletin her türlü oyununu ezelim.
Kovuşturmalar bizi korkutmaz, öfkelendirir.

Th.S.
Haziran 2013

Volos, Yunanistan: 12 Şubat’ta şiddetli gün ve gece


İnsanlar akşam saat 5’te üniversitenin (Tholos) önünde toplandılar. 4500’den fazla insan sloganlar atarak yürüyüşe başladı. Öfkeli göstericiler camlarını kırarak parlamento partisi PASOK’un yerel ofislerine saldırdı. Ayrıca iki merkezi süpermarketin (Carrefour ve Vassilopoulos) camları indirildi. Iasonos sokağındaki Eurobank’ın camları kırıldı ve ateşe verildi. Banka yanarken, 1000’den fazla insan polisle çatıştı ve peşlerinden gitti.

Bu sırada, yüzlerce insan belediye binasını işgal etti ve birinci katta halk meclisi düzenledi. Ayrıca yüzlerce insan içerde ne varsa tahrip ederek, vergi dairesine saldırdı.

İçeride toplantı sürerken belediye binasının bodrum katında yangın çıktı – açıkça otoritelerin insanların öz-örgütlenme çabalarını sabote etme çabasıydı. İnsanlar vergi dairesini tahrip ederken ve bir çok diğer insan belediye binası içindeyken, ‘esrarengiz’ bir şekilde bodrumdan dumanlar gelmeye başladı. Görgü tanıkları – herhangi bir gösterici kitlesinden olmayan – kişilerin belediye binasının bodrumuna girdiklerini ve sonra çıktıklarını bildirdi.

Yerel domuzlara yardım etmek amacıyla Larissa’dan Volos’a polisler geldi ve Üniversite’ye (Mimarlık Bölümü) giren saatlerce insanların peşine düştü. İnsanlar Mimarlık Bölümünü terkettikten sonra yolları üzerinde iki polis otobüsüyle karşılaştılar. Polisler dışarı çıktılar ve kalabalığı kovalamaya başladılar, – daha sonra serbest bırakacakları – yoldaşlardan birini gözaltına aldılar ve iki yoldaşı denize atlamaları için zorladılar!

Toplam 26 gözaltı vardı, 6’sını tutukladılar. Tutuklananlar savcı huzuruna çıkarılacaklar; 3’ü (reşit olanlar) Çarşamba günü davaya çıkarılacak.

YARGILANANLARLA DAYANIŞMAYA
ZAFERE KADAR MÜCADELE

Yunanistan: 12 Şubat 2012’deki protesto seferberliğinin kısa bir özeti

12 Şubat 2012deki isyanlardan sonra Atina yanıyor
Önceden işgal edilen Atina Hukuk Fakültesine yürüme mesafesinde Akadimias Sokağında kurşun bulundu

12 Şubat 2012’deki protesto seferberliğinin kısa bir özeti

Ülkenin cadde ve meydanlarına biriken insanların sayısı hakkında birçok tahmin var. Atina’da sokaklarda 500.000’den fazla insan vardı, hesaplamak zor, ama polisin saldırısından önce Sintagma’ya çıkan tüm sokaklar tıklım tıklımdı, etraftaki mahallelerden yürüyerek, otobüsler ve trenlerle gelen diğerleri de vardı. Gösteriden yarım saat önce metro istasyonlarının ve otobüs duraklarının onları meydana götürecek araçları bekleyen insanlarla dolu olduğu görüldü.

Neredeyse tüm şehirlerde toplanmalar ve büyük yürüyüşler görüldü. Son intihar dalgasında rekoru elinde bulunduran Girit’teki Kandiye’de 30.000 kişilik güçlü bir yürüyüş gerçekleşti. Ülkenin her yerindeki gösteriler şiddete dönüştü; insanlar bankaları ve devlet binalarını ateşe verdiler, birçok olaydan sadece birkaç örnek olarak Volos’ta Eurobank’in şubesi ve belediye binası ateşe verildi (ikincisi muhtemelen kamu kuruluşu çeteleri tarafından gerçekleştirildi), Corfu’da Milletvekili ofislerine saldırıldı, yağmalandı, Rodos belediye binası gösteri sırasında işgal edildi ve hala işgal altında.

Atina’da polis gösterinin başlamasından önceki sabah saatlerinde birçok önleyici tutuklama gerçekleştirdi. Polisin insanları parlamentodan uzak tutmak istediği çok önceden açıktı ve birçok aktivist sivil kıyafetli polis memurları tarafından saldırıya uğradı ve evlerinden çıkarçıkmaz gözaltına alındı. Parlamentoda, (24 saat önceden milletvekillerine verilen ve Pazartesi borsa açılmadan önce oylamaları önerilen) yeni kesinti paketi ‘tartışılıyordu’.

Gece boyunca plastik mermiler kullanarak Hukuk fakültesine baskın yapmayı deneyen polis öğleden önce, Hukuk Fakültesi işgalcileri işgal edilen binadan Sintagma meydanına yürüyüş gerçekleştirmek istediğinde onlara saldırarak kitleyi kırdı.

Çoğu göstericinin meydana varmasından çok önce polis fiziksel şiddet, kimyasal gaz ve şok bombaları kullanarak kalabalığa topluca saldırdı. Saldırıdan sonra gösterinin büyük kısmı Amalias, Fillelinon, Ermou, Mitropoleos ve Karageorgi Servias sokaklarında yoğunlaştı. İnsanlar Sintagma meydanına geri dönmek için 5 saat boyunca polisle savaştı. Diğerleri Korai meydanının karşısında Stadiou ve Penepistimiou sokaklarında büyük barikatlar kurdular ve Sintagma’ya ulaşmak için savaştılar ve kendilerini polis saldırılarına karşı savundular. Polis gücünün büyük kısmını Panepistimiou sokağındaki Atina Üniversitesinin önündeki barikata yoğunlaştırdı ve Propylaea’daki baikatı savunanlar polisle kafa kafaya çarpıştılar.

DELTA ve diğer motorsikletli birimler özellikle Mitropoleas sokağında kalabalığa birçok zaman akın etti; çevik kuvvet MAT’ta aynısını birçok kez yaptı ama ayrıca işler tersine de döndü. Barikatların ve esaslı grupların yanı sıra , göstericiler çok sayıda küçük gruplara ayrılarak küçük polis gruplarıyla çatıştılar ya da etrafta dolanarak katılacak bir barikat yada büyük bir grup aradılar.

Geceyarısından sonra parlementerlerin çoğunluğu (199) işsizlik 16 ayda ikiye katlanırken (diğer önlemlerin yanında) maaşların %22 düşürecek, asgari maaşı aylık 400 yuroya düşürecek yeni kemer sıkma muhtırasını kabul ettiler

Gün boyunca, 77 gösterici tutuklandı ve polis tarafından yaralanan 50’nin üzerinde insan hastaneye kaldırıldı. 10 Şubat’ta tutuklananların hepsi kefaletle serbest bırakıldılar.

Gece birçok banka, hükümet binası ve iki polis karakoluna göstericiler tarafından saldırılar düzenlendi. Atina belediye binası işgal edildi ama polisin yoğun güçleri binayı ele geçirdiler ve işgalcileri tutukladılar. Tüm Yunanistan’da kamu binalarının işgalleri devam ederken, Atina’da 40’ın üzerinde bina ateşe verildi. Hukuk Fakültesi işgalcileri mücadeleyi sürdürmek için herkesi sokaklara çağıran bir bildiri yayınladı; yine de 13 Şubat’ta erken saatlerde işgal sona erdi.

http://www.youtube.com/watch?v=_TUEchwXFsE

Yunanistan dışında pek çok yerde dayanışma gösterileri düzenlendi. Aşağıda Danimarka, Kopenhag‘daki dayanışma eyleminden fotoğraflar var

Dayanışma Silahımızdır!

Yunanistan: Ülke çapında protesto seferberliğinin ilk günü – Kendimizi borçlardan kurtarmak için mevcut olanı yıkmalıyız.

ÖZGÜRLÜK, TÜM İKTİDARIN ENKAZINDAN YEŞERECEK (A)

23.58 Atinada, Hukuk Fakültesi işgalcileri olgusal olarak üniversite himayesi için herhangi bir kurumsal hibeye meydan okuyorlar ve benzer direniş merkezlerinin Yunanistan çapında genişletilmesi için çağrı yapıyorlar. Sadece bir yıl önce, 300 göçmen-işçi olayında acımasız bir kuşatma ve tahliye deneyimlememize rağmen, bu saatlerde aynı bina hala toplumca muhafaza ediliyor ve savunuluyor. Özgür radyo 98 FM‘den yoldaşlar Hukuk Fakültesinden yıkımın radyo dalgalarını gönderiyorlar, böylece ajitasyon yayılıyor. Önümüzdeki günler, umut ve aynı zamanda umutsuzluk dolu uzun günler olacak. Bugün, boktan metropolsin sokaklarına çok fazla insan dökülmedi. Yarın ve ondan sonraki günler ya daha kararlı olacağız ya da ‘Godot’u bekliyor’ olacağız – sadece burda değil, sadece şimdi değil, bütün dünyada.

Uluslararası dayanışma bir kez daha mücadelenin devamı için kilit önemde olduğunu ispatlayacak.

20.45 Girit: Kandiye’de (Heraklion) bir çok katılımcıyla (tahmini 15.000 kişi!) bir akşam gösterisi yapıldı. Göstericiler, Eleftherias meydanına yürüyüş yaparken çatışmalar patlak verdi. Gösteri şu an sona erdi.

Medya patronları uşaklarına yeni ‘kurtarma’ planının (Pazar yerine) Pazartesi günü oylanacağı haberini dolaşıma sokmalarını ve ayrıca hükümet üyelerinin istifaları hakkında haberler yaymalarını emrettiler. Onların ‘gerçekleri’ ne olursa olsun, insanların seferberliği devam edecek.

20.00 İşgal edilen Hukuk Fakültesindeki yoldaşlar, avukatlardan Atina’da şu ana kadar gerçekleşen tutuklamalar hakkında bilgi aldılar. (Gözaltına alındıktan sonra salıverilenleri saymazsak) bugün 7 kişi tutuklandı ve ayrıca dünkü protestoda tutuklanan bir kişi daha var – tutuklananlardan ikisi çocuk yaşta ve çoğu polis tarafından sert bir şekilde dövüldü (kaburga kemikleri kırıldı vs.), tutuklananlardan en genci 15 yaşında. Muhtemelen ağır suçlarla ve ‘kapüşon-yasası’yla suçlanacaklar. 11 Şubat’ta Evelpidon mahkemelerinde (16. binada) savcı huzuruna çıkarılacaklar.

http://www.youtube.com/watch?v=rPfNxgxuhRM

http://www.youtube.com/watch?v=XzTnRF8vgc8

15.05 Sintagma’da önceden en azından bir protestocunun polis tarafından ağır bir şekilde yaralandığı teyid edildi.

‘Herhangi bir hapishane duvarının yanında durup insanlık tarihinin yozlaşmasından utanmayan biri, gardiyan ya da kör olmalıdır’

Bu sırada, Yunanistan çapında erkek ve kadın hapishanelerinde protesto seferberlikleri yayılıyor. Yunan hapishanelerinde sözde dekonjesyon sağlayan bir ‘adalet’ yasa tasarısı yakın zamanda parlamentoda reddedildi. Bu yasayla, en azından 1500 erkek ve kadın tutsak için olumlu bir işlevi olması ve birçoğununda serbest bırakılması bekleniyordu. Yasal koşulları ve yaşam koşulları için hapishanedekilerin toplu protestolrı devam etmekte. Şimdiye kadar ülke çapındaki bu seferberliğe katılan hapishaneler Grevena, Trikala, Larissa, Koridallos, Nea Alikarnassos–Girit, Corfu, Malandrino, Patras, Domokos, Nafplion, Thebes (kadın hapishanesi), Avlona’daki özel Gençlik Gözaltı Merkezi (çocuk hapishanesi), Chios, Nigrita–Serres, Komotini. Demokrasinin bu aşırı kalabalık cehennem çukurlarında protestocu tutsaklar hapishane yemeğini reddediyorlar veya baheye çıktıktan sonra içeri girmeyi reddederek günortasında isyana kışkırtıyorlar, bu arada, bunları birçok tesiste hapishanede çalıştırılan tutsakların grevi takip edecek (Alikarnassos ve Patras’ta tutsaklar greve başladılar bile). Protestocu tüm tutsaklar bilerek şartlı tahliyelerini veya hapishaneden ayrılmalarını riske atıyorlar, ve sürekli disiplin cezalarıyla ve (zaten mevcut gıda yetersizliği, ısıtma yetersizliği vs.nin ötesinde) işkencelerle tehdit ediliyorlar.

Toplumsal mücadelenin tutsaklarını unutanlar mücadelenin kendisinide unutmuş demektir.

15.00 Selanik, Kozani, Volos, Trikala ve Skopelos adasının aralarında bulunduğu çeşitli yerlerde gösteriler ve protestolar gerçekleşti. Korfu vilayet merkezinin yanısıra Larisa vilayet merkezide işgal edildi. Girit adasında protestocular şehirdeki insanları grev gösterilerine çağırarak Chania’nın çevre binasını işgal ettiler. İnsanlar Rethymno belediye binasınıda işgal ettiler. Girit, Kandiye’de (Heraklion) 50 anarşist ‘Ariadni’ süpermarketini bloke ederek aynı şirkette çalışan ve 15 gündür grevde olan depo işçileriyle dayanışmalarını gösterdiler. Aynı protestocular – işçilerinin 101 gündür grev yaptığı ve hala mücadele verdiği Aspropyrgos’daki ‘Yunan Çelik Fabrikasının’ sahibi – büyük sanayici Manesis’in hissedarı olduğu Alpha Bankasının bir şubesini bloke ettiler.

14.45 Atina Hukuk Fakültesi hala işgal altında. 18.30’da açık bir toplantı gerçekleştirilecek. Continue reading Yunanistan: Ülke çapında protesto seferberliğinin ilk günü – Kendimizi borçlardan kurtarmak için mevcut olanı yıkmalıyız.

Atina: 1 Aralık’ta genel greve çağrı posteri

1 Aralık’ta genel grev ve gösteri
Herkes sokağa!

Saat 11.00’de, Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi önünde toplanma
Saat 10:30’da, Kyprou ve Patission Parkında ön-toplanma

Sömürü, yoksulluk, baskı, korku ve ırkçılığa karşı.
Çalışanlar, işsizler, gençler, yerliler ve göçmenler ortak direniş.
Her türlü toplumsal ve çalışma alanında öz-yönetim mücadelesi.
Eşitlik, dayanışma ve özgürlüğe dayalı yeni bir toplum yaratmak için.

Kipseli/Patissia mahalleleri direniş ve dayanışma meclisi
kaynak: sakakp

Atina’da genel grevin iki günü

Genel grevin iki gününde de Atina’nın merkezindeki çeşitli noktalarda büyük gruplar halindeki siviller dahil çok sayıda polis vardı. 18 Ekim’de polis, Atina Ulaşım Organizasyon’una (OASA) iki günlük genel grev boyunca Sintagma ve Evangelismos metro istasyonlarının tüm girişlerini kapatma emri verdi. Çok sayıda protestocu mahallelerinden şehir merkezine yürüyüş yaparak geldi. Göstericiler arasında sendikalar, anarşist/anti-otoriter bloklar, mahalle meclisleri, öğrenci birlikleri vardı.

Grev seferberliği, Yunanistan şehirlerinde yüzbinlerce göstericinin sokağa çıktığına şahit oldu. Sadece Atina’da yarım milyon gösterici olduğu tahmin ediliyor. Benzeri görülmemiş bir kitle. İkinci gün milletvekilleri kemer sıkma  politikalarını yürürlüğe koyan yeni yasa taslağını oylayarak kabul ettiler. Demokratik diktatörlüğün silahlı domuzları, işbirlikçi sendikalar, medya ve her türden faşistler sokaklara taşan öfkeyi sindirmeye çalıştılar.

19 Ekimde gelişen bazı olaylar:

Yunanistan Okul Öğretmenleri Federasyonu bloğundan birkaç kişi Omonya Meydanı’nda bazı öğrencileri döverken görüldü. Sintagma’da insanlar diğer göstericilerin kavgacı tutumlarından şikayet ediyorlardı.

Bu sırada Koridallos kadın cezaevinde isyan çıktı. İnsanlık dışı hapishane koşullarını protesto ederek hücrelerine girmeyi reddettiler.

Stalinist sendika birliği PAME (Tüm İşçilerin Mücadele Cephesi) Sintagma’dan çekilirken,  diğer küçük gösterici gruplara saldırdılar. İnsanlar ‘No pasaran!’ sloganı attılar. Kolokotroni Meydanı, Stadiou Sokağı’nda ordu emeklileriyle faşistler protestocuları kovalarken görüldü.

Muhtelif bir kalabalık Yunanistan Ulusal Bankası’na saldırıp içeriye zarar verdiler. Grevciler parlamento’nun yan tarafındaki Vassilisis Sofias Bulvarında kurulan pleksiglas-demir duvarı yıktılar ve ‘Polisler-Domuzlar-Katiller‘ diye bağırdılar. Polisle çatışmalar, yanan barikatlar, ama aynı zamanda göz yaşartıcı gazların ve şok bombalarının çokca kullanıldığı şehir merkezinin pek çok bölgesinde insanların polis tarafından gözaltına alındığı bildirildi.

Akşama doğru, Sintagma’nın üst taraflarında protestocuların büyük kısmı isyancıları destekledi. Bir polis memuru megafonla insanların alanı terketmesi çağrısı yapma cüretini gösterdi. Göstericiler hemen yüksek sesle yuhlamaya başladılar. Polis Sintagma meydanını kuşatma ve alandaki insanları dağıtma girişimlerini arttırarak Mitropoleus Sokağı’nı bloke etti. Düzinelerce protestocu yaralandı ve hastaneye kaldırıldı.

Akşam, çatışmalar tüm Sintagma çevresine yayıldı. Göstericilerin büyük kısmı meydandan çıkarıldı ama birçok insan direndi ve polise karşı saldırılarda bulundu. Şehirmerkezinde gökyüzü gaz ve ateş dumanıyla kaplandı. Foto-muhabirler diğer göstericilerden gaz maskelerini almamalarını istediler.

Sintagma Meydanı sonunda polisler tarafından boşaltıldı. Exarchia ve Monastiraki meydanlarında büyük polis baskınları gerçekleşti. Polisler insanları sokaklarda kovaladılar. Exarchia mahallesi tamamen polis istilasına uğradı. Bir çok insan dövüldü ve üniformalı ve sivil polisler tarafından gözaltına alındı.

20 Ekim: 53 yaşındaki bir adamın ölmesi ve PAME ve KNE Stalinistlerinin diğer göstericilere saldırmaları, hükümet ve troyka* tarafından dayatılan yeni mali yasa taslağının oylamasına karşı yürütülen seferberliği gölgeledi.

PAME ve KNE Stalinistleri ayaklanmanın olası eylemlerini bastırmak amacıyla bir kez daha polis rolüne soyundu.

‘Tüm İşçilerin Mücadele Cephesi‘ (PAME) 1999’da ‘Yunanistan Komünist Partisi‘ (KKE) tarafından kurulmuştu. ‘Yunanistan Komünist Gençliği‘ (KNE) KKE’nin gençlik kanadı. Şu açık ki ne KKE, ne PAME ne de KNE komünisttir. Bunlar —yakın geçmişte bir çok örnekte görüldüğü üzere— burjuva rejimi için çalışan Stalinist zorbalardır.

– 1945 Varkiza Paktı’yla KKE, yeni rejimde örgütlerinin yasal kabul edilmesi karşılığında iç savaştaki silahlı mücadeleye ve binlerce savaşcıya ihanet etti;

– 1973 Politeknik Ayaklanması’na karşı tutumuyla katılımcıları ‘polis provakatörler’ olarak ilan etti;

– 1979 olaylarında işgal edilen Atina Kimya Okulu’nda Stalinistler polisle doğrudan işbirliği içinde işgali kırdılar;

– 1989’da KKE iki temel parlamento partisi olan sağcı Nea Dimokratia ve sosyal-demokrat PASOK’la iktidarı paylaştı;

– Kasım 1995’te, PASOK ve KNE gençleri birleşerek Atina Politeknik Üniversitesi’ndeki anarşistlere saldırdılar (Sonunda yüzlerce isyancının tutuklanmasıyla üniversite himayesi lağvedildi) ;

– Kasım 1998’de polis ve KNE birleşerek, Atina’daki lise/üniversite öğrencilerine ve otonom/anarşistlere saldırdı;

– Aralık 2008’de, KKE, Alexandros Grigoropoulos’un polis tarafından katledilmesinden sonra patlak veren sosyal ayaklanmayı kınadı;

– Şubat 2009’da KKE’nin 18. kongresinde, Stalin, Stalinizm, Moskova mahkemeleri ve 1930’daki politik tasfiyeleri resmi olarak aklandı;

Sabahtan itibaren, PAME Stalinistleri, Meçhul Asker Anıtının olduğu kaldırıma ilerlemek isteyen göstericilerin önünü kesmek için polis birliklerinin önünde ve insanları yaklaştırmamak için parlamentonun yan tarafındaki pleksiglas-demir duvarın önünde, ellerinde sopalarla yoğun bir insan zinciri oluşturdular. Ellerinde Yunanistan bayrağı olan bir grup insan Sintagma Meydanı’na yürüdü ancak bayraklarını parlamento önünde indirdiler.

Günortasına doğru protestocuların hoşnutsuzluğu arttı. Hotel Grande Bretagne’nin yakınlarında ‘Den Plirono’ (Ödemeyeceğim!) hareketi kitlesi PAME’nin güvenlik güçlerine karşı durdu. Bir zaman sonra anarşist/anti-otoriter kitleler buraya ulaştılar. Anarşistler Stalinist hattına karşı saldırılarda bulundular.

Sintagma’da Stalinistlerle yüzlerce anarşist arasındaki çatışma yayıldı.; taşlar, şişeler, fişekler fırlatıldı. Protestocular PAME hattını yarıp parlamentoya ulaşmaya çalıştılar. Çatışmalar artınca polis göz yaşartıcı gazla müdahale etti; Stalinist kitleye boya bombaları, taşlar, molotof kokteylleri fırlatıldı. Yaralanan protestocular sürekli Sintagma Meydanında kendi kendine örgütlenmiş sağlık merkezine ulaştırıldı. Bir çok PAME/KNE üyesi polisle doğrudan bağlantı kurup dövdükleri protestocuları polise teslim ettiler.

Çok geçmeden Sintagma meydanı polis tarafından boşaltıldı ve kuşatıldı. Büyük bir kitle Ermou sokağına itelendi. Stalinistler girişi bloke etmeye ve tekrar tekrar meydana girmeye ve parlamentoya yaklaşmaya çalışan grevcilere saldırmaya devam ettiler. Aşırı göz yaşartıcı gaz ve şok bombası kullanımı bölgede nefes almayı güçleştirdi.
Saat beş gibi, PAME/KNE yol boyunca polislerin koruması eşliğinde Sintagma Meydanı’nı terketti. Polis birlikleri parlemantoyu koruma görevini devraldı.

Sintagma’nın alt kısımlarındaki yollarda protestocularla motorsikletli polis birimleri arasında çatışmalar oldu. Polis Monastiraki’de insanlara saldırdı; aynı zamanda meydan tamamen baskıcı güçler tarafından işgal altındayken parlamento önünde insanlara saldırdılar.

Bu sırada bir kişinin öldüğüne dair haberler yayılmaktaydı. 53 yaşında PAME’li bir sendikacı vefat etmişti. Göğüs sıkışıklığı, solunum zorluğu yaşayan sendikacı hastaneye kaldırıldı ve kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Büyük ihtimalle Yunan polisi tarafından kullanılan aşırı gözyaşartıcı gazı soluduğu için öldü.

Monastiraki Meydan’ındaki bir saldırıdan sonra insanlar polisin hışmından kendilerini korumak için metro istasyonuna kaçtılar ve kapıları kilitlediler. Bu sırada polis Akropolis metro istasyonu girişlerinde protestoculara saldırdı; daha sonra metro istasyonunun dışında  insanlar polis tarafından kuşatıldılar ve çok sayıda insan gözaltına alındı. Polis Omonia metro durağını kuşattı ve içerideki insanlara saldırdı. 150 kişinin gözaltına alındığına dair haber yayınlandı.

En az 10 polis birliği insanları Exarchia Meydanı, Solomou ve Stournari sokaklarına’na sürdü, gözyaşartıcı bomba kullandılar ve meydanı işgal ettiler. Silahlı polis kuvvetleri tüm mahalleyi kordon altına aldılar.

YUNAN CUNTASINA SON!
GENEL GREVDE TUTUKLANANLAR DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

* Troyka kelimesi Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’de 2010’dan beri bu hükümetlere ekonomik önlemler dayatan Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) üçlüsü için kullanılıyor.