Yunanistan: FAI/IRF hakkında poster

Az olduğumuzu söylemeyin
İtalyan İnformal Anarşist Federasyonu[‘nun bildirisinde Lee Kwang Su’dan bir dize]

Eğer eylemler, kapitalist dünyanın bedenini delen kurşunlarsa, kuramsal temeller, fikirler ve duygular ateş eden makineli tüfektir. Anlamlardan esinlenmeyen eylemler, yayılma ve benimsenme imkanından mahrum bırakılmış tutarsız anlardır. Uygulamaya dökülmeyen düşünce ve fikirler, sıkıcı kahvehane tartışmaları olarak sonlanır ve bir başka ideolojik safsata olarak yozlaşır.

Bu temelde, isyancı topluluklar ve bireyler, İnformal Anarşist Federasyon / Uluslararası Devrimci Cephe (FAI/IRF)’yi oluşturarak saldırıları hakkında iletişim kurdular. Asi gruplar ve otonom bireylerin anti-otoriter gayriresmi uluslarasrası ağı, sadece Devlet ve Sermaye’ye değil aynı zamanda toplumsal piramidin dibindekilere yerleştirilen ve küçük burjuvazi rekabetine ve tahakküm edici kıskançlığa tercüme edilen her türlü İktidar ilişkilerine dair bilinç karşıtlığına karşı doğrudan eylemler ve sabotajlar uygular. FAI, İtalya, İngiltere, Rusya, Belçika, Finlandiya, Hollanda, Şili, Meksika, Arjantin, Peru, Bolivya, Endonezya ve Yunanistan’daki saldırı ve yıkımları birbirine bağlayarak, ORTAK devrimci özlemler ve özgürlük için ORTAK mücadele görüşü içinde geceyarısı patlamalarının çoksesliliğinin orkestrasyonunu yapar, böylece eylem anarşistleri saflarında diyalektik ve iletişimden bir okyanus yaratır.

ÇOK YAŞA FAI/IRF, ÇOK YAŞA ANARŞİ!

Yunanistan: Aralık 2008 ayaklanmasından mahkum edilen anarşist André Mazurek’in davasından gelişmeler

Üç yıl sonra…

Tutuklanmasından üç yıl sonra, (Polonya kökenli) anarşist André Mazurek Yunan Devletinin hapishanelerinde tutulmaya devam ediyor. 9 Aralık 2008‘de, Kaningo meydanında (Atina merkez), Alexandros Grigoropoulos’un polis-katiller Korkoneas ve Saraliotis tarafından katledilmesinden sonra patlak veren çatışmalarda tutuklanmıştı.

Sonrasındaki davada, tutuklanması sırasında suçlayıcı hiçbir şey bulunmamasına rağmen, André, aralarında en ağırları patlayıcı (molotof kokteyli) bulundurmak ve kullanmak, polis memurunu öldürmeye teşebbüs etmek olan çeşitli suçlardan 7 yıl ağır hapis cezasına, 4,5 yıl (hafif) hapis cezasına çarptırıldı.

Bu bağlamda, yoldaşın “batçi, gurunia, dolofoni” (polisler, domuzlar, katiller) sloganı dışında hiç yunanca bilmemesi önemli rol oynadı; çünkü böylece hakkındaki suçlamalarla ilgili bilgisi bile olmadan ve kendini doğru düzgün savunamadan mahkum edildi. André dövüldükten ve sorguya çekildikten hemen sonra polis merkezine gelen Polonya elçiliğinden çevirmenler, Yunan yetkilileriyle tamamen uyum içinde, André’nin politik kimliğini bildikleri için, söylediklerini bilerek farklı çevirdiler. Aynı sahne davada da tekrarlandı.

Şu anda, Aralık 2008 ayaklanması nedeniyle devletin tutsak ettiği tek kişi André’yken, katil Vasilis Saraliotis yunan adaletinin nimetlerinden faydalanarak yakın zamanda serbest bırakıldı.

Bir kez daha devletin gaddarlığına boyun eğmeyip, bununla savaşanlara, kanıt olsun olmasın, işkence edildiği ve mahkum edildiği kanıtlanmış oldu. Şu anda, André Mazurek, Larissa hapishanesinin 2. kanadında tutuluyor. 11 Haziran 2012, Temyiz Mahkemesi başvurusunu değerlendirecek. Orada, ilk davada ortaya çıkan iki polis yerine bu sefer on tane polisin tanıklığıyla karşı karşıya gelecek. André, ayrıca, Polonyalı yetkililer onu hedef aldığı için, hapis süresini tamamladıktan sonra suçluların iadesi muamelesiyle karşı karşıya da kalabilir.

Not: Bu metni, Andre’nin durumu hakkında arkadaşlarını bilgilendirmek ve cezaevinin içinden, duvarların içinde ve dışında mücadele verenler için bahis konusu olması için yazdık.

André Mazurek’in cezaevi arkadaşları:
Spyros Stratoulis
Dan Carabulea
Giorgos Karagiannidis
Yannis Gelitsas
Olivio Tzetzeskou
Tasos Boyannis
Elias Karadouman

kaynak: athens.indymedia.org
+ internationalAforum

Atina: “Dolap” – Yiyecek-kolektifi ağı hareketi

“Dolap”

Bize tekrar tekrar şunu söylüyorlar: Batı dünyasındaki bizler, benzeri görülmemiş bir bolluk çağında yaşıyoruz. Birkaç yıl önce sadece elit kesimin ayrıcalığı gibi görünen sınırsız malın keyfini sürüyoruz: cep telefonları, arabalar, yüksek hızlı internet bağlantısı, kişisel bilgisayarlar, sonsuz çeşitlilikte harika araçlar. Zehirli çöpten bir dünya yaratma tarihsel rollerini yerine getirene dek, bunlar yeteri kadar dikkatimizi çekerler. Böylece, temiz hava ve zehirli olmayan gıda gibi doğal olarak bize verildiğini düşündüğümüz şeyler, artık bir elitin ayrıcalığı olur. Buna ‘ilerleme’ diyorlar.

Bu durumda, uzmanların, şirketlerin, (cehennemle, yan etkileri görülmeden ne kadar radyoaktif madde alabileceğimiz meselesine odaklanmış bir diyolag içinde olan) ilaç firmalarının ve bilim adamlarının ellerine bırakmaktansa hayatlarımızın kontrolünü yeniden kendi ellerimize almaya başlamanın vakti geldi. Gıdamızın kalitesinin ve özünün endüstrinin çıkarlarına bağımlı olmasına izin vermek yerine, kontrolü kendi ellerimize alalım.

Ateş pahası biyolojik ürünler olarak sunulan sağlık ve ekoloji vaatlerini tüketmekten; bir sonraki gıda skandalının patlak vermesini beklemekten; süpermarketteki havuçlara bakıp hekzavalan kromium içerip içermediğini düşünmekten; çileklere bakıp Manolada’da göçmenlerin köleler gibi çalıştığını düşünmekten; kışın (tadı olmadığı için dekor olarak) domates kullanabilmek için tüm yörenin böcek ilaçlarıyla zehirlenmesinden; daha çok ve artan miktarlarda zehiri pasif olarak tüketmekten bıktık. Gıdamızın söz konusu olduğu yabancılaşmanın bu ileri aşamasında, bariz olanı yeniden keşfediyoruz: işbirliği, paylaşım, karşılıklı yardımlaşma.

Bu nedenle üreticilerle doğrudan temas kuracağımız bir işbirliğine giriyoruz (daha kaliteli gıda sağlıyor, her türlü aracıdan kaynaklanan maliyet artışından tasarruf edip küçük üreticilere destek oluyoruz). Tarım ve gıda üretimi konusunda bilgilerimizi paylaşıyoruz. Ot ve meyve topluyoruz. Bahçemizdeki fazla limonu veriyor, başkasının bahçesindeki fazla kayısıyı alıyoruz. Kendi köyümüzden patates getiriyoruz ve başkasının köyünün dışındaki bakılmayan arazilerden badem ediniyoruz. Kısacası, bir yiyecek dağıtımı ve ortaklaştırılması ağı yaratıyoruz.

Her Salı saat 6‘yla 11 arasında Autonomo Steki‘de (Z. Pigis & Isavron) bilgimizi, ürünlerimizi ve fikirlerimizi paylaşıyoruz. Yiyeceğimiz üzerindeki kontrolü tekrar ele alıyoruz ve üreticilerle doğrudan bağlantılar kuruyoruz. Paylaşma kolektifimizi zenginleşterecek herkesi bekliyoruz.

Yiyecek-kolektifi ağı hareketi

kaynak: tontoulapi.espivblogs.net

Atina: Tutuklu Panagiotis Avdikos şimdi hem açlık hem de susuzluk grevinde

Koridallos zindanlarında seferberlik – Sağlık durumuyla ilgili haberler

3 Aralık’ta Koridallos cezaevi önünde yapılması planlanan Panagiotis Avdikos’la dayanışma gösterisi gerçekleştirildi. Çeşitli polis memurlarının, bir polis birimi otobüsünün, motorsikletli DIAS’ın, polis barikatlarının her sokakta bulunduğu, polisin heryerde olduğu mekan savaş alanına benziyordu. Polis, bir yoldaşın bakışlarını çok kışkırtıcı bulunca, birkaç dayanışmacı gözaltına alınmakla tehdit edildi. Toplanan insanlar Koridallos cezaevinin sözde hastanesinin karşısına ulaşarak Panagiotis’in haklı mücadelesine destek verdiler. Erkek cezaevindeki tutukluların tepkisi hemen ve hareketli oldu. Açlık grevcisi, daynışmacılarla telefonla görüştü ve mücadelesini adalet yerini bulana kadar sürdürmeye kararlı olduğunu bildirdi. Daha sonra göstericiler, özellikle anarşist mahkum Stella Antoniou ile dayanışmalarını göstermek için kadınlar cezaevinin karşısına hareket ettiler.

Panagiotis’ın durumu için şimdiden sağlığının telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar gördüğünü söyleyebiliriz. Hapishane savcısı onu zorla damardan enjeksiyonla tehdit edince, susuzluk grevine başlayarak durumu hızlandıracağı cevabını verdi.

Protestodan bir gün önce, cezaevi yetkilileri Panagiotis’i hastaneden bir hücreye yerleştirmeye niyet ettiler ve ‘açlık grevini bıraktığı’na dair söylentiler yaydılar. Açlık grevcisi, dayanışma grubuyla irtibata geçtikten sonra, yoldaşlar hastanenin yöneticisine eğer yargılama-öncesi tutukluluk durumunda olan mahkuma birşey olursa, sorumluluğun yöneticide olduğunu söyleyerek şikayetlerini bildirdiler. Yönetici sorumluluğu görevli doktora atmaya çalıştı. Ne var ki, tehlikeli transferin gerçekleşmemesi başarıyla sağlanmış oldu.

5 Aralık’tan itibaren susuzluk grevine girdi. Bugünkü sağlık durumuna baktığında, çok yakında komaya gireceğine inanıyor. Hapsedilmesini tamamen haksız ve keyfi buluyor; buna rağmen Yunan ‘adaleti’ ve cezaevi sistemi insan yaşamı için alenen umursamaz bir tavır takınıyor.

İletişim adresi:
Panagiotis Avdikos
Aghios Pavlos hastanesi
Koridallos cezaevi
Terma Nikiforidi (Sokak)
PO Box 18122, Athens–Attica, Greece

Panagiotis Avdikos’a hemen şimdi özgürlük!
Dayanışma silahımızdır!

Korint’in Antistrofi Metrisi’si (‘Gerisayım’) Kolektifi

http://www.youtube.com/watch?v=WZvOXfGjSjw

Halandri, Atina: 6 Aralık gösterisinde polis istasyonuna saldırı

Alexis Grigoropoulos’un öldürülmesinin ve 8 Aralık ayaklanmalarının 3. yıldönümü anısına Yunanistan ve dünyanın diğer yerlerinde baskı karşıtı anma törenleri yapıldı. 6 Aralık 2011‘de Halandri banliyösünde genel olarak lise öğrencilerinin örgütlediği bir sabah yürüyüşü gerçekleşti. (Çoğu genç) 150’den fazla kişi protesto yürüyüşüne katıldı. Gösteri, Aghios Nikolaos meydanında başladı ve o sırada (mavi üniformalı) YMET kuvvetleri tarafından korunan polis istasyonuna doğru devam etti.

Gençler, polis istasyonuna taşlar atarak saldırdılar ve girişe ulaştılar. Polisler geri çekilip bina içine sığınmak zorunda kaldı. Yaklaşık beş dakika süren bu doğrudan eylem sırasında, binanın cephesi paramparça edildi ve bir polis kalkanı ganimet olarak alındı. Polisler, isyancıları dağıtmak için yangın söndürücüler ve şok bombaları kullandı. Protestocular tekrar sokağa yöneldi ve yürüyüşlerine devam etti. Yakındaki park halindeki lüks arabaya saldırdılar, mağaza camlarını kırdılar, yolları üzerindeki bankaların gözetleme kameralarını tahrip ettiler. Baskı karşıtı gösteri kimse gözaltına alınmadan sona erdi.

kaynak

Nea Smirni, Atina: Süpermarkette kamulaştırma

Bireysel kurtuluştan kolektif kamulaştırmaya

30 Kasım, çarşamba günü, Atina’nın güneyinde Nea Smirni banliyösünde bir süpermarket kamulaştırması daha gerçekleştirildi. Doğrudan eylemi gerçekleştiren yoldaşlar aşağıdaki bildiriyi yayınladılar:

“[…] Sınıfların ortak çıkarları için birleşerek, dünyanın zenginlik üreticileri, hayatlarımızı hakimiyet altına alanlara hergün tepki vermelidir.

Grevlerle, işgallerle, üniformalı piçlerle çatışarak, süpermarketler ve çokuluslu şirketlerin kolektif kamulaştırılmasıyla, üretim araçlarını kurtararak ve yaygın sabotajlar yaparak, sömürenlerin zenginliklerinin sömürülenlerin kanı olduğunu açıkça ortaya koymalıyız.”

Atina: ‘Hepimiz potansiyel tutuklularız’

2001’de 8.343 tutuklu
2011’de 11.674 tutuklu
Son 5 yılda 6 yeni cezaevi

Bildiğimiz kadarıyla Yunan cezaevlerindeki mevcut koşullar:
Aşırı doluluk, çıkış izinlerinin yasadışı/keyfi reddedilmesi, cezaevi personelinin işkence ve kötü muamele yapıtığı suçlamaları, yetersiz tıbbi bakım ve ilaç tedavisi, psikotropik ilaçların kontrolsüz kullanımı, insanlık dışı transfer koşulları, ısıtma, yiyecek, temel ihtiyaçlar, tıbbi bakım, rehabilitasyon alanlarında devlet kesintileri vs.

Bu yüzden ve özellikle tutukluların topluma yapılan saldırılardan daha fazla etkilenmeleri nedeniyle, Holargos-Papagou halk meclisi olarak, bizim için fazla onlar için kıt olan şeyleri, Thiva’daki kadın hapishanesindeki ve Avlona çocuk hapishanesindeki tutuklulara sunmaya karar verdik. İhtiyacınız olmayan kıyafetler (özellikle astarsız, kapişonsuz, metal parça içermeyen kadın ve çocuk giysileri), banyo malzemeleri (sabun, şampuan, hijenik peçeteler), kitaplar ve telefon kartlarınızı, 3 Aralık’ta 12:00-15:00 arasında Perikleus sokağındaki alışveriş merkezinin önündeki bedava pazara ve her çarşamba ve cumartesi saat 19:00‘daki Holargos belediye avlusunda yaptığımız halk meclisine getirmenizden memnuniyet duyacağız.

Tutukluların günlük mücadelelerine ufak bir katkımız olmuş olsun. Özgürlüklerinin yanısıra insan haklarından da mahrum kalmalarına izin vermeyelim.

Holargos-Papagou Halk Meclisi

CASTOR 2011: Yaklaşık 126 saatle CASTOR Wendland tarihindeki en uzun yolculuk

Yaklaşık beş buçuk günlük bir yolculuktan sonra, Fransa’da Normandy’de, Alman nükleer atıklarının onüçüncü teslimatı gerçekleşti. Pazartesi akşam saat 10’da, yük, Almanya’nın kuzeybatısında bir köy olan Gorleban’daki ‘geçici’ depoya ulaştı. Polis (bildiğimiz kadarıyla) 416 kişiyi coplarla, gazla, köpeklerle, atlarla ve tazyikli suyla yaralayarak protestoculara karşı şiddet uyguladı ve yasaları büyük ölçüde ihlal etti.

25,000 aktivistin katılımı şimdiye kadar ülkede görülen en yüksek ikinci rakamdı. Sefere karşı direniş, polis şiddetinin kınanması ve aynı zamanda anti-nükleer duyguların diriltilmesiyle Fransa’da başladı.

Barışçı oturma eylemleri, tren yoluna zarar verilmesi, zincirleme eylemleri, polis ve polisin altyapısına karşı militan eylemler gibi birçok eylem gerçekleşti.

Trenin (CASTOR) geçtiği yol üzerindeki kasabalarda birçok olay yaşandı. Luchow’da (Almanya) öğrencilerin örgütlediği 2,000 kişi, Metzingen’de (Almanya) 3,000 kişi gösterilere katıldı ve tabii ki Dannenberg’de katılımcı sayısı 25,000’le en yüksek seviyeye ulaştı.

Tüm yol boyunca, küçük yada büyük bir çok aktivist grubu, yolu bloke ederek, raylara kilit vurarak, CASTOR treninin ilerleyişini yavaşlattı. Polis kimyasal (Metzingen) ve biber gazı eklediği tazyikli su kullanarak göstericileri dağıtmaya çalıştı.

Bu, yaklaşık 126 saatle CASTOR Wendland tarihindeki en uzun yolculuktu. Nakliyatın bedeli de nükleer atık nakliyatı tarihinde bir rekora işaret ediyor. Hükümet bu sevkiyatın gerçekleşmesi için tahmini 33.5 milyon yuro harcadı.

[vimeo]http://vimeo.com/32809163[/vimeo]
[vimeo]http://vimeo.com/32708245[/vimeo]
[vimeo]http://vimeo.com/32680806[/vimeo]

Wendland’de ve her yerde nükleer tesislere karşı direniş sürüyor.

Gerçekleşen olayların almanca ve ingilizce özeti için: linksunten.indymedia.org

Khalkida davası: Anarşist yoldaşlar Alexandros Kossyvas, Michalis Traikapis, Maria Economou ve Venos Polykretis aklandı

Bankalar insanları soymayı bıraktıklarında, insanlar da bankaları soymayı bırakacaklar.

30 Kasım 2011, çarşamba, Psakhna’daki (Evia) banka soygunuyla suçlanan tüm yoldaşlar aklandı! Act for freedom now!‘ın yeni sitesinde konuyla ilgili haberleri heyecanla bekliyoruz.

Davanışmanın faydasını olgusal olarak ispatlayan tüm yoldaşlarımıza çok teşekkürler. Savaş tutsaklarına özgürlük için anarşist mücadelemize devam etmeliyiz.

Kimse aramızda “masum” aramasın. Biz tekrar tekrar “suçlanan”ın tarafındayız. Fakir iblislerin, göçmenlerin, kanun-dışıların, soyguncuların, “terörist”lerin yanındayız. Ve hep burda kalacağız; önce, şimdi ve her zaman.

Atina: 1 Aralık’ta genel greve çağrı posteri

1 Aralık’ta genel grev ve gösteri
Herkes sokağa!

Saat 11.00’de, Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi önünde toplanma
Saat 10:30’da, Kyprou ve Patission Parkında ön-toplanma

Sömürü, yoksulluk, baskı, korku ve ırkçılığa karşı.
Çalışanlar, işsizler, gençler, yerliler ve göçmenler ortak direniş.
Her türlü toplumsal ve çalışma alanında öz-yönetim mücadelesi.
Eşitlik, dayanışma ve özgürlüğe dayalı yeni bir toplum yaratmak için.

Kipseli/Patissia mahalleleri direniş ve dayanışma meclisi
kaynak: sakakp